loading

Sosyal medya içeriklerinin delil niteliği

Günümüzde herkes tarafından instagram twitter facebook whatsapp gibi 3. parti  sosyal medya uygulamaları kullanılmaktadır.

Boşanma davalarında davacıların davalarını ispat etme külfeti bulunmaktadır. Burada devre deliller girmektedir. Boşanma davalarında kullanılan deliller genellikle tanık iletişim platformlarındaki içerikler, resim medya görsel içerikleridir. Bunlardan  görsel içerikler ve tanıklar zaten tarafların şahit olabileceği kişinin özel hayatıyla ilgili olmayan delil niteliğine girmektedir.

 

 

Ceza hukukunda Hukuka aykırı deliller

Öncelikle ceza hukukunda hukuka aykırı delil  CMK gereği kullanılması mümkün değildir. bu kapsamda 5271 Sayılı CMK’nın 217/2.maddesinde ‘‘Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.’’ hükmü ceza mahkemelerinde hukuka aykırı delillere dayanarak karar verilmesini engellemektedir.


Bununla birlikte ceza gizlice yapılan  kayıtların delil olarak değerlendirmesinde özel hayatın gizliği ihlali  suçu  oluşup oluşmaması bakımından farklı bir görüş bulunmaktadır. Burada aşağıdaki koşulların varlığı halince elde edilen delilin  hukuka aykırı olmasına rağmen hükme esas alınabileceğine hükmetmiştir. 
Delillin işlenme olan bir suçu ispat etmek amacıyla o an yapılmalıdır. Suç  eyleminden sonra delil elde amacıyla yapılan ses kayıtları bu bağlamda   delil  olmayacak ve gizlice yapılan delil elde etme eylemi özel hayatın gizliliği suçunu oluşturacaktır.
Ayrıca delil yaratmak değil delil elde etme amacıyla yapılmalıdır..

Şahsın başka suretle delil elde imkanı olmamalıdır

 

Bu deliller sadece mahkemede ispat amacıyla kullanılmalıdır.
Bu hususlar varsa sadece ses kaydı bakımından hukuka aykırı deliller mahkemeler tarafından delil olarak kullanılabilir. Ve Bu gizlice yapılan ses kaydı özel hayatın gizliliğin ihlali suçunu oluşturmaz.
Örnek yargıtay kararı incelendiğinde
 Sanığın, eşiyle arasındaki boşanma davasında tanıklık yapan ve aynı zamanda bacanağı olan katılanın, duruşmada, eşinin başka bir kişiyle ilişkisi olduğunu bildiği halde ilişkiyi bilmediğine dair yalan beyanda bulunarak suç işlediğini ispat etmek amacıyla, katılanla yaptığı telefon görüşmesinde, “katılana özel olarak sorular sorarak”, katılanın cevaplarını ve aralarındaki tüm konuşmaları cep telefonuyla gizlice kayda aldığı, bilahare ses kayıtlarını CD’ye aktarıp C.Başsavcılığına ibraz ederek katılan hakkında yalan tanıklık suçundan şikayetçi olduğu ve kayıtları boşanma davasına da delil olarak sunduğu olayda; sanığın, bir daha delil elde etme olanağının bulunmadığı bir durumda iken, kaybolma olasılığı bulunan mevcut delilin muhafazasını sağlamak için değil, önceden hazırlıklı ve planlı şekilde, katılan hakkında C.Başsavcılığına yapacağı şikayete ve boşanma davasına delil oluşturmak amacıyla hareket ederek gizlice kayıt yapıp, bu ses kayıtlarını içerir CD’yi, adli makamlara delil olarak sunduğu; Somut olayda, sanığın, hukuka uygun davrandığının kabul edilemeyeceği cihetle, atılı (özel hayatın gizliliğini ihlal) suçun yasal unsurları oluşmuştur (Y12.CD-K:2015/20).

Özel hukukta Hukuka aykırı deliller

Bununla birlikte hukuk mahkemelerinde ise hukuka aykırı delille ilgili HMK da bir hüküm yoktur. Sonuç olarak hukuka aykırı delillerin  ceza mahkemelerinde  delil olarak kullanılamayacağı noktasında bir şüphe yokken hukuk mahkemelerinde kullanılıp kullanılmayacağı noktasında hem doktrin hem de  içtihatlarda açıkçası bir görüş birliği bulunmamaktadır. 

Yargıtay ise içtihatla bu düşünceyi yumuşatmış ceza mahkemelerinde eğer bir olayın başkaca bir suretle kanıtlanması ihtimali yoksa ve suç üstü bir durum söz konusu ise gizlice yapılan ses kaydını özel hayatın gizliliği kapsamında değerlendirmemiş suç olmaktan çıkarmıştır.

Boşanma davasında Herkese Açık fotoğraf  video ve yazışmalar delil olabilir mi

Bir delil herkes tarafından ulaşılabiliyorsa yani sosyal medya aracılığı ile kişiye özel değilse  ya da belli çevresi tarafından erişilme imkanı varsa burada bu alan özel alan olmadığından buradaki içerikleri eşler tarafından rahatlıkla boşanma davalarında delil olarak  kullanılabilir. Örneğin eşin  hesabından başka bir kadın ya da erkekle çekilmiş fotoğrafı paylaşıldığı gönderi boşanma davasında rahatlıkla delil olarak kullanılabilir.

Boşanma davalarında kişinin kendi telefonundaki fotoğraf resim mesaj içerikleri delil olur mu ?

Lakin kişinin sadece kendisinin girebildiği hesaplardaki içeriklerin delil olup olmayacağı konusu ise burada hukuka uygun hukuka aykırı delil başlığı altında incelmek gerekecektir.

Boşanma Davalarında gizlice ele geçirilmiş   sosyal medya instagram facebook whatsapp  mesaj ve içerikleri  delil olur mu ?

Yargıtay’a göre facebook vs elektronik ortamlarda ekran görüntüleri ya da ses kayıtlarının hükme esas olarak alınabilmesi için başkaca delillerle de desteklenmesi gerekmektedir. 
 
Yargıtayın delillerin değerlendirilmesinde iki temel yaklaşımı bulunmaktadır. İlki Hukuka aykırı elde edilmiş olan değil diğeri ise hukuka aykırı olarak yaratılmış olan delildir. Hukuka aykırı yaratılmış deliller komplo veya  tuzak  kurmak amacıyla taraflardan biri tarafından hazırlanmış olan delillerdir hiç bir  şekilde  delil olarak hükme esas alınmaz. Fakat hukuka aykırı ele geçirilmiş deliller ise istisnai olarak ceza davalarında başka suretle delil elde etme imkanı yoksa  delil olarak  kaydedilebilir. Boşanma davalarında ise ses kaydı mesaj  içerikleri gibi aslında özel hayatın ihlali sonucu doğurabilecek  deliller hükme esas alınabilir. ,
Burada delilleri değerlendirilirken bazı ayrıma gitmek lazım.  Delillerin  özel bir çaba gerektirmeden  ele geçirilmiş olması durumunda bu delilin kullanılması mümkündür bu delil hukuka uygundur. Lakin hukuka aykırı delilin  hükme esas alınması mümkün değildir. Örneğin kişisel görüşmeler kişilerin kendi aralarındaki kişiler dışında delil olarak sunulamaz. Lakin hukuk davlarında iş davalarında alacak  ispatında veya boşanma davalarında yargıtay kararlarında  istisnaen bu kayıtların bu mahkemelerde delil olarak kullanılabileceğine hükmetmiştir. Burada önemli olan husus bu delillerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmemiş olmasıdır. Yani bu ses kayıtları taraflar arasındaki ses kayıtlarıdır.  Başka kişilerin ses kayıtlarının kaydedilmesinde ise kesinlikle hukuka aykırılık söz konusu olur hem suç olur hem de delil olarak kullanılamaz.Burada sadece tarafların kendi görüşmelerindeki ses kayıtları delil olarak kullanılmasından bahsedilmektedir.
Boşanma davalarında ise ayrıca bir durum daha bulunmaktadır ki o da eşlerin birbirlerine karşı  özel alanlarının olamasıdır. Yani eşler birbirine karşı hukuka aykırı  delil de elde edebilir. Örneğin odasından bulunan günlüğünü gizlice alıp mahkemede delil olarak kullanabilir. Bu bağlamda eşler boşanma davalarında 3. kişilerle olan kendilerinin taraf olmadığı mesaj kayıtlarını  gizlice ele geçirdikleri görüntü vs dokümanları delil olarak kullanmaları mümkündür. Bu sadece boşanma davaları için geçerli bir durumdur. Boşanma davalarındaki delillerde kritik husus bu delillerin hukuka aykırı şekilde ele geçirilmesi değil tamamen hukuka aykırı yaratılıp yaratılmamasıdır. Eğer tamamen hukuka aykırı olarak yaratılan bir delil varsa bu delil kesinlikle hükme esas alınamaz. Örneğin Eşin gizlice komplo kurarak eve ses kaydı yerleştirip yönlendirici sorular sorarak yapmış olduğu ses kaydı hukuka aykırı olarak yaratıldığı için delil olarak kullanılmaz ve hükme esas alınamaz
Boşanma davasında tarafların birbirleri delil  elde etme amaçlı  değil de delil oluşturma amaçlı olarak yönlendirerek  özel sorular sorarak  savcılığa suç duyurusunda bulunması olayında özel hayatın ihlali suçunu oluşturur.
Yargıtayın  bu şekilde gizlice yapılan  kayıtların delil olarak değerlendirmesinde özel hayatın gizliği ihlali  suçu  oluşup oluşmaması bakımında 3 hususa dikkat etmektedir. .
Delil yaratmak değil delil elde etme amacıyla yapılmalıdır..
Şahsın başka suretle delil elde imkanı olmamalıdır
Bu deliller sadece mahkemede ispat amacıyla kullanılmalıdır.
Yukarıdaki şartlarda biri sağlanmadığı durumlarda elde edilen delil  özel hayatın gizliğini ihlal suçu oluşturacak ve kaydeden için delil edip avantaj sağlamaktan ziyade suçun oluşmasında ve ceza almasına neden olacaktır. Bu bakımdan gizlice elde edilen ses kayıtları yukarıdaki şartların hepsini sağladığı takdirde delil olarak kullanılabilecek ve suç olmayacaktır.

Dikkat edilecek olursa Boşanma davalarında tarafların birbirleri hakkında delil elde amacıyla yapılan eylemleri özel hayatın ihlali suçunu oluşturmayacaktır.

Sanık ile katılanın evli iken aralarında görülen boşanma davası bulunduğu, sanığın, katılanın kullandığı iki farklı mail adresini ele geçirdiği, bu mail adreslerinde kayıtlı bulunan katılanın üçüncü kişilerle yaptığı yazışmaların çıktılarını alarak, katılanla aralarında görülen boşanma davasına delil olarak sunduğu olayda; katılanın üçüncü kişilerle yaptığı yazışmaların, sanık tarafından katılanla aralarında görülen boşanma davasına delil olarak vermesi biçimindeki eylemi, TCK’nın 132/2. maddesindeki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçları kapsamında değerlendirilebilir ise de, görüşme ayrıntıları dökümünü üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına dair hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, boşanma davasındaki iddiasını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket etmediği anlaşılmakla, sanığın beraatine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir (Yargıtay 12.Ceza Dairesi – Karar: 2016/10731).

Bu bakımdan facebook hesabına girilmesini suç olarak olarak tanımlanmamıştır.
Boşanma davalarında tarafların gizlice ses vide kaydı yapmış olması duç oluşturmayacağı gibi boşanma davalarında mahkemeye delil olarak sunulmasında bir beis yoktur ve hükme esas olarak alınabilir. Fakat bu ses ve içerikler 3. kişilere yayılacak olursa o halde suç oluşacaktır. Sadece mahkemeye delil olarak verilmesi durumunda özel hayatın gizliliği ihlal suçu oluşmayacaktır
Katılan sanık …’in aralarında anlaşmazlık bulunan eşi katılan sanık … hakkındaki iddialarını ispatlamak için Arzu’nun ses ve görüntüsünü kaydettiği olayda söz konusu içerikleri üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, boşanma davasındaki diğer katılan sanık hakkındaki iddiasını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davrandığı kabul edilemeyeceğinden, katılan sanık …’nun ise boşanmak istemediğini belirtmek için gelecekte gerçekleşme ihtimali bulunmayan sözleri söylemesi nedeniyle tehdit suçunun unsurlarının oluşmadığına ilişkin yerel mahkemenin değerlendirmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir (Yargıtay 12. Ceza Dairesi – Karar : 2017/2513).
 
 

Üç kişi Arasında Yüzyüze Yapılan Konuşmaların İzinsiz Telefona Kaydedilmesi

Şikayetçinin kendi evine geldiği esnada ve eşi ile birlikte şikayetçinin evine gittiklerinde, aralarında geçen konuşmaları, cep telefonunun ses kaydetme fonksiyonunu kullanarak gizlice kaydettiği iddiasına konu olayda; şikayetçi, sanık ve sanığın eşi arasında gerçekleşen iletişimin, başkaları tarafından ancak özel bir çaba gösterilerek duyulabilecek aleni olmayan “söyleşi” niteliğinde olması ve sanığın doğrudan Cumhuriyet Başsavcılığı ya da ilgili kolluk makamlarına müracaat etmek veya hukuk mahkemesinde dava açmak yerine, katılan tarafından kendisine karşı işlenmekte olan ve ani gelişen bir suç (örneğin; cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi) bulunmadığı halde, kaybolma olasılığı bulunan mevcut delilin muhafazasını sağlamak için değil, önceden hazırlıklı ve planlı şekilde, yeni bir delil elde etmek amacıyla hareket etmesi karşısında, sanık hakkında TCK’nun tanımlanan kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu nedeniyle mahkumiyet kararı verilmelidir (Yargıtay 12. Ceza Dairesi – 2014/10220 karar).

SMS Facebook  instagram whatsapp üzerindeki Kişiler arasında aleni olmayan konuşma  ve mesajlar  ses kayıtları  delil Olur mu?

Hukuk davalarında taraflar arasındaki mesaj kayıtları delil olarak değerlendirilir. Tabiki başkaca delillerle de desteklenmesi gerekmektedir.
alacak davasına ilişkin bir Yargıtay kararında
Davalı tarafça gönderilen Facebook mesajlarında davalının “11.000,00 TL’lik borcuma ödeme planı çıkarsınlar ve ben de ödemeye başlayayım.” şeklindeki beyanları açıkça borcu kabul anlamında yorumlanmalıdır. Davalı anılan mesajların kendisi tarafından çekildiğini inkar etmediğine göre HMK’nın 199. maddesi anlamında belge niteliğinde kabulü gereken mesajlar doğrultusunda akdi ilişkiyi de inkar etmeyen davalının borcu açıkça kabul ettiği gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi – KARAR NO: 2016/2351).
 
İş davasında ses kaydının delil olması ile ilgili olarak başka bir yargıtay kararı ise 
İş Davası Yargıtay Kararı: 03.02.2011 günü bir kaç güvenlik görevlisi tarafından fiziki ve sözlü şiddete maruz kaldığını ve istifa etmesi konusunda tehdit edildiğini, daha sonra kendisine zorla istifa dilekçesi yazdırıldığını, bu hususun ibraz ettiği ses kaydında da mevcut olduğunu, iş sözleşmesinin haksız bir şekilde feshedildiğini öne sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili, yıllık izin ücreti ve ücret alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı, davacının bir başka arkadaşının hesabı üzerinden maaşların ödenmediği konusunda bir mesaj yayınladığını, bu davranışının işlerin aksamasına sebebiyet verdiğini, mesajı yayınlayan Saliha Koyun’a sorulduğunda bu mesajı kendisinin yayınlamadığını beyan ettiğini, yapılan araştırmada davacının bu mesajı yayınladığının ortaya çıktığını, davacının izinsiz, gizli bir şekilde başka bir çalışanın adı ile mesaj yayınladığını, maaşlarla ilgili herhangi bir aksaklığın mevcut olmadığını ancak davacının gayri ahlaki davrandığını, davacıdan savunma talep edildiğini ancak mesajın içeriğinin tekrarı olan savunmasını posta ile yolladığını, mesai arkadaşlarının hatalı davrandığını söylemeleri karşısında rahatsız olan davacının kendi isteğiyle istifa ettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının hastane otomasyonu üzerinden başka bir personelin şifresini kullanarak işveren aleyhine mesaj yayınladığı, akabinde savunmasının istendiği, davacının savunmasında bu olguyu kabul ve ikrar ettiği ve sonrasında 03.02.2011 tarihinde istifa ettiği, ayrıca yürütülen Savcılık soruşturmasından davacının hakaret ve tehdide maruz kalmadığının anlaşıldığı, istifa dilekçesinin irade fesadı halleri içerisinde imzalattırıldığı iddiasının kanıtlanamadığı, istifa ederek iş sözleşmesini sona erdiren davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ve hafta tatil ücreti taleplerinin reddi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ceza davası dosyasına davacının sunduğu ve çözümü yaptırılan ses kaydındaki konuşmalardan davacının istifaya zorlandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalının davacının iş akdini haklı nedenle fesih hakkı oluşmuş olsa dahi, baskı ve tehdit altında verilen istifa dilekçesinin geçerli olmadığı, istifa dilekçesinin gerçek istifa iradesini taşımadığı, davacının istifaya zorlanmasının işveren feshi niteliğini taşıdığı anlaşıldığından davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü gerekir (Y7HD -K.2016/6464)

Telefon Konuşma İçeriğinin Başkasıyla Paylaşılması

Kişiler arasında aleni olmayan konuşma ses kaydı mesaj görüntü gibi içeriklerin bu içeriklerin muhatabı olmayan kişiyle paylaşılması yayılması özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşturur.
Yargıtay kararında
Sanığın, yaklaşık 5 yıldır gönül ilişkisi yaşadığı katılan Selvi ile yaptığı özel bir telefon konuşmasını kaydederek, rıza olmaksızın katılan Selvi’in eşi katılan Murat’a göndermek suretiyle ifşa ettiği olayda; sanığın, tarafı olduğu haberleşmenin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın açıklaması nedeniyle, TCK’nın 132/3. maddesine uyan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu meydana getirir (Yargıtay 12. Ceza Dairesi -2014/18859 karar).
Gizlice elde edilen ses görüntü ve dökümanlar mahekmelere bazı durumlarda hukuka uygun bazı durumlar hukuka aykırı ve suç olarak değerlendirlieceğinden ve savcılıklara sunulmadan önce  avukatla görüşülmesinde fayda vardır. 

 

5 Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

S.S.SHemen Ara!WhatsApp