EVLENME EHLİYETİ VE ŞARTLARI
Türk kanunlarına göre, evlenebilmek için aşağıdaki şartları taşımak gereklidir:
1 – Reşit olmak
*18 yaşını doldurmuş erkek ve kadın kendi rızaları ile evlenme ehliyetine sahiptir.
*Ana baba rızası ile evlenmelerde kadının ve erkeğin 17 yaşını bitirmesi gerekir. Beyanın arkasına ebeveyn/vekil onayı alınmalı ve imza, noter, resmi daire ya da muhtar tarafından onanmalıdır.
*Ana veya babadan biri ölü ise bu durum yine yukarıdaki tasdik yetkisine sahip kurumca belirtilmeli ve beyanın arkasında bulunan rıza belgesi bölümüne yazılmalıdır.
*17’yi bitirmemiş çocukların evlenmesinde yetkili mahkemeden 88. madde kararı alınır ve yine ana baba rızası alınarak yetkili kurumca rıza belgesi eklenerek onanır.
*Ancak; ayırt etme gücüne sahip olmayanlar ile on beş yaşını dolduran küçükler, mahkemece reşit kılınsa dahi evlenemez.
Hakim, haklı sebep olmaksızın evlenmeye izin vermeyen yasal temsilciyi dinledikten sonra, bu konuda başvuran küçük ve kısıtlının evlenmesine izin verebilir.
*Boşanmış anne babanın reşit olmayan çocuklarının evliliğinde vekaleti alan taraf (anne veya baba) çocuğun evlenmesine vekalet eder).
2. Mümeyyiz olmak
(Sağlık durumunun, akli şuurunun yerinde olması, zührevi ve bulaşıcı hastalık taşımaması gerekmektedir).
3.Evlenme Engelinin Bulunmaması
3.1-Kesin Evlenme Engeli
A) Hısımlık: Yakın akraba olmamak.
- Kardeşler arasında, amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenleri arasında,
- Kayın hısımlığı meydana getirmiş olan evlilik sona ermiş olsa bile, eşlerden biri ile diğerinin usul veya füru’u arasında,
- Evlat edinen ile evlatlığın veya bunlardan biri ile diğerinin füru’u ve eşi arasında
,evlenme yapılamaz.
Hısımlık bahsi üçe ayrılır: Kan Hısımlığı, Kayın Hısımlığı ve Evlatlık İlişkisi. Kan hısımlığı Medeni Kanun Madde 129 da belirtilmiştir: ‘’Aşağıdaki kimseler arasında evlenme yasaktır: 1. Üstsoy ile altsoy arasında; kardeşler arasında; amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenleri arasında.’’ Anlaşılacağı üzere altsoy ve üstsoy arasında dere yönünden bir sınırlama getirilmemiştir. Ancak yansoy hısımlığında üçüncü derece evlenme yasağı sınırı olarak getirilmiştir. Kayın hısımlığı ise yine Medeni Kanun Madde 129 da düzenlenmiştir: ‘’ 2. Kayın hısımlığı meydana getirmiş olan evlilik sona ermiş olsa bile, eşlerden biri ile diğerinin üstsoyu veya altsoyu arasında evlenme yasaktır.’’ Bu hüküm evliliğin sona ermesi neticesinde etkilidir. Evlilik sona erdikten sonra doğanlar kayın hısımlığına girmediği için onlar açısından evlenme yasağı söz konusu değildir. Evlatlık ilişkisi Medeni Kanun Madde 129 da belirtilmiştir: ‘’ 3. Evlât edinen ile evlâtlığın veya bunlardan biri ile diğerinin altsoyu ve eşi arasında evlenme yasaktır.’’
B)Önceki Evlilik: Evli olmamak
Nüfus kaydına göre evli görünen bir kimse yeniden evlenemez. Müracaat sırasında, önceki evliliğin ölüm, boşanma veya evliliğin herhangi bir sebeple mahkeme kararı ile son bulmuş olması halinde, evlenme engeli ortadan kalkar.
Önceki evlilik ikinci kesin evlenme engelimizdir. Ancak buna rağmen, bu durum aile kütüklerine tescil edilmedikçe yeniden evlenme akdi yapılamaz.Medeni Kanuna göre yeniden evlenmek isteyen kimse önceki evliliğini sona erdirmek zorundadır. Evlilik sona ermeden yapılan ikinci evlilik mutlak butlanla sakattır.
C)Akıl Hastalığı:
Medeni Kanun Madde 133: ‘’ Akıl hastaları, evlenmelerinde tıbbî sakınca bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla anlaşılmadıkça evlenemezler.’’ Burada bahsedilen akıl hastalığı ayırt etme gücünü ortadan kaldırmayan akıl hastalığıdır. Zaten ayırt etme gücünü ortadan kaldıran akıl hastalarının evlenme yasağı vardır.
3.2-Kesin Olmayan Evlenme Engeli
Kesin olmayan evlenme engellerinden herhangi biri bulunursa evlenme memuru evliliği gerçekleştirmez; ancak her nasılsa bu evlilik gerçekleşmişse kesin olmayan evlenme engeli yüzünden evlilik sona ermez. Yani bunların varlıkları halinde evlilik geçerliliğini korur, iptal edilmez. Bunlar da iki tanedir. Bekleme süresi ve bazı bulaşıcı hastalıklar.
A)Bekleme Süresi: Kadın için kanuni bekleme süresinin dolmuş olması
Kadınlarda boşanma varsa boşanma tarihi kesinleşme tarihine göre hesap edilerek beyana yazılır. Ancak kadın 300 günlük süre dolmadan önce doğum yaptığı veya mahkemece bu sürenin kısaltılmasına veya kaldırılmasına karar verildiği takdirde, kadın için bekleme süresi ortadan kalkar
Medeni Kanun 132. Madde: ‘’ Evlilik sona ermişse, kadın, evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün geçmedikçe evlenemez. ‘’ Bu hüküm sadece kadınları ilgilendiren bir hükümdür. Bu hükmün koyulmasının nedeni kadının eski evliliğinden herhangi bir hamilelik durumu meydana gelmişse soybağı karışıklığını önlemek amaçlıdır. Ancak kadın iki halde bu süreyi beklemek zorunda değildir. Bunlardan ilki kadının hamile olmadığının anlaşılması ki bu da tam teşekküllü bir sağlık kurumundan alınan raporla sağlanır. İkinci durumumuz ise kadının eski kocası ile tekrar evlenmek istemesidir. Bu durumda da ortada soybağı karışıklığına neden olacak herhangi bir durum olmadığı için süre beklemeye gerek görülmemiştir.
B)Bazı Bulaşıcı Hastalıklar:
Bu kriterimiz Medeni Kanundan değil Umumi Hıfzısıhha Kanunu’ndan kaynaklanır.(Genel Sağlığın Korunması Hakkında Kanun)
Evliliğin İptali /Butlanı
Kanunumuz evlenmenin mutlak butlanını gerektiren sebepleri 145. maddesinde sınırlı olarak saymıştır; bu sebeplerden başka bir sebeple mutlak butlan davası açılamaz.. Dolayısıyla bu tür davalar her zaman açılabilir.Görevli mahkeme ise Asliye Hukuk Mahkemesidir
Evlenmenin butlanı davasında, yetki ve yargılama usulü bakımından boşanmaya ilişkin hükümler uygulanır.
Evliliğin iptalinde sonra, velayet, nafaka, kişisel ilişki ve diğer konularda boşanmaya ilişkin hükümler uygulanır.
Sona ermiş bir evliliğin mutlak butlanı Cumhuriyet savcısı tarafından resen dava edilemez; fakat her ilgili, mutlak butlanın karar altına alınmasını isteyebilir. Mirasçılar da bu davayı açabilirler.
Ayırt etme gücünün sonradan kazanılması veya akıl hastalığının iyileşmiş olması durumlarında mutlak butlan davasını yalnız ayırt etme gücünü sonradan kazanan veya akıl hastalığı iyileşen eş açabilir.
Evliyken yeniden evlenen bir kimsenin önceki evliliği mutlak butlan kararı verilmeden önce sona ermişse ve ikinci evlenmede diğer eş iyiniyetli ise, bu evlenmenin butlanına karar verilemez.
Batıl bir evlilik ancak hakimin kararıyla sona erer. Mutlak butlan halinde bile evlenme, hakimin kararına kadar geçerli bir evliliğin bütün sonuçlarını doğurur.
Mahkemece butlanına karar verilen bir evlilikten doğan çocuklar, ana ve baba iyiniyetli olmasalar bile evlilik içinde doğmuş sayılırlar. Çocuklar ile ana ve baba arasındaki ilişkilere boşanmaya ilişkin hükümler uygulanır.
Evlenmenin butlanına karar verilirse, evlenirken iyiniyetli bulunan eş bu evlenme ile kazanmış olduğu kişisel durumunu korur. Eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesi, tazminat, nafaka ve soyadı hakkında boşanmaya ilişkin hükümler uygulanır.
Evlenmenin butlanını dava etme hakkı mirasçılara geçmez. Ancak, mirasçılar açılmış olan davayı sürdürebilirler. Dava sonucunda evlenme sırasında iyiniyetli olmadığı anlaşılan sağ kalan eş, yasal mirasçı olamayacağı gibi, daha önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendisine sağlanan hakları da kaybeder.
Mutlak Butlan Sebepleri
TMK. madde 145- Aşağıdaki hallerde evlenme mutlak butlanla batıldır: Bu dava, ilgisi olan herkes tarafından da açılabilir
Mutlak butlan davası, Cumhuriyet savcısı tarafından resen açılır. Bu dava, ilgisi olan herkes tarafından da açılabilir. İlgililerin açacağı davada husumet her iki eşe yöneltilmelidir. Dava cumhuriyet savcısına ihbar edilerek katılımı sağlanır.
Nispi butlan sebepleriyle evliliğin iptali davasının açılması yasada belli bir hak düşürücü süreye bağlanırken (TMK. madde 152), mutlak butlan davası için herhangi bir süre öngörülmemiştir.
- Eşlerden birinin evlenme sırasında evli bulunması,
- Eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunması,
- Eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunması,
- Eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlığın bulunması
Nispi Butlan Sebepleri
Evliliğin iptali bakımından nisbi butlan sebepleri, mutlak butlan kadar kamu düzeni nezdinde ciddiyet arz etmeyen ancak evlilik iptali için bir sebep teşkil eden sakatlık halleri olup kanunda gösterilen nisbi butlan sebepleri şunlardır
nispi butlan sebepleriyle evliliğin iptali davasının açılması yasada belli bir hak düşürücü süreye bağlanırken (TMK. madde 152), mutlak butlan davası için herhangi bir süre öngörülmemiştir.
TMK m. 152 hükümlerine göre; iptal davası açma hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak altı ay ve her halde evlenmenin üzerinden beş yıl geçmekle düşer.
- Küçük veya kısıtlının, yasal temsilcisinin izni olmadan evlenmesi,
- Eşlerden birinin, evlilik sırasında geçici olarak temyiz kudretinden (ayırt etme gücünden) yoksun olması,
- Yanılma (evlilik istemediği halde yanılarak evlenme, yanılgı sonucunda istenmeyen kişiyle evlenme ve evlendiği kişinin çok önemli bir niteliğinde yanılgıya düşme halleri)
- Aldatma (evlendiği kişin onur ve namusu konusunda aldatılma veya ağır ve tehlikeli bir hastalığın gizlenmesi sonucunda evlenme halleri)
- Korkutma (kendisinin veya yakınlarının hayatına, sağlığına veya onur ve haysiyetine yönelik ciddi bir tehlike ile korkutulma sonucunda evlenme hali)
Evliliğin iptali aile hukuku alanına giren bir konu olup Boşanma Avukatı tarafından takip edilmesi gereken özel bir dava türüdür.
Butlan davları aşağıdaki kurallar saklı kalmak üzere Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa tabidir:
1 – Hakim davanın dayandığı olguların varlığına vicdanen kanaat getirmedikçe, bunları ispatlanmış sayamaz.
2 – Hakim, olgular hakkında gerek resen, gerek istem üzerine taraflara yemin öneremez.
3 – Tarafların her türlü ikrarları hakimi bağlamaz.
4 – Hakim, kanıtları serbestçe takdir eder.
5 – Hakim, taraflardan birinin istemi üzerine duruşmanın gizli yapılmasına karar verebilir.
Yazar
Av. İbrahim DURAN
Evlenme Ehliye ve Şartları hakkında BURAYA TIKLAYARAK bizimle irtibata geçebilirsiniz
No comment