loading

Davalının adresi bilinmiyorsa ne yapmak lazım ?

Dava açılacağı zaman davalının adresi her zaman bilinmeyebilir. Bu durumda ne yapılmalıdır.
Öncelikle HMk 119. Madde hükmünü incelediğimizde
” Dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur:
a) Mahkemenin adı.
b) Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri. 
c) Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası.
 ç) Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri.
d) Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri.
e) Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri.
f) İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği.
g) Dayanılan hukuki sebepler.
ğ) Açık bir şekilde talep sonucu.
h) Davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası.
(2) Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır
Görüldüğü üzere davalının ad soyad ve adresinin dava dilekçesinde belirtilmesi dilekçenin zorunlu unsurlarındandır. Bununla birlikte  dava dilekçesinde bu unsurlar olmadığı takdirde ne yapılacaktır ?
Eğer dilekçede zorunlu olması gereken unsurlar  dilekçede yer almazsa HMK 119/ 2  uygulanır yani  hakim tarafından dilekçedeki eksikliklerin tamamlatılması için  1 hafta süre verir  ve bu sürede eksiklik tamamlanmazsa dava açılmamış sayılır .
Sonuç olarak Dava dilekçesinde davalının adresinin bulunmaması halinde hakim tarafından ek süre verilip tamamlatılması tamamlanmasa davanın açılmamış sayılmasına karar verilecektir.

Peki Tebliğat Kanununa göre tebliğat nasıl yapılır

… Davalının adresi bilinmiyor (meçhul) ise, davacı dava dilekçesine davalının adresini yazamaz. Bu halde, dava dilekçesi davalıya ilanen tebligat yolu ile tebliğ edilir. (Teb.K.m.28-30;Teb.Tüz.m.46-50)”

Peki davalının adresini bilmiyorsam ne yapmalıyım ?

 Sadece HMK uyarınca düşünüldüğünde  davalının adresinin  yazılması zorunlu unsuru olduğundan  davanın açılmamış sayılmasına karar verilecektir. Böyle bir durumda adresinin bilinmemesi kişilerin hak arama hürriyetlerini engelleyecektir. Bununla birlikte Hmk 119. maddeyi ve  tebliğat kanunun ile yorumladığımda ilanen tebliği  uygulama alanı kalmayacağından tebliğat kanunundaki ilanen tebliği  kısmı da  burada  işletilmesi gerektiği de açıktır.
Mahkemelerin hak arama mercileri olduğuna göre kişilerin davalıların adreslerini bilme yükümlülüğü yüklemesi bu yüzden haklarını aramamaları sonucunu doğuracak uygulamalar ne anayasaya ne de hakkaniyete uygundur. Mahkemenin hakka ilişkin karar vermesi gerektiği gibi hakkın alınması gereken tarafa ilişkin de  kararlar alması o tarafa ulaşması   mahkemenin görevlerinden biridir.
Bu durumda Hem yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları hem HMK 119 ve tebliğat kanunu uyarınca  hem de hak arama  özgürlüğü  mahkemelerin hakkın yerine getirilmesi konusunda  yetkili merci olup görevini yerine getirmesi gerekliliği birlikte değerlendirildiğinde  davalının adresinin bilinmediği durumunda bu külfeti kişiye yükleyerek davanını açılmamış sayılmasına karar vermek ve davalının adresinin gösterilmesinin mutlak zorunluluk olarak aranması, adalete erişimi engelleyeceği ve  hakkaniyet ilkesiyle bağdaşmayacağı açıktır.
O halde davalının adresinin bilinememesi durumunda öncelikle mernis adresine tabliğat yapılması bu mümkün değilse mahkemece ilgili yerlerden sorularak (örneğin, emniyet birimlerinden adres araştırması istemek, davalının ilgisi olabilecek kurumlardan adres sorulması, cep telefonu operatörlerinden sorma vs.), adres araştırması yapılmalı; son çare olarak; ilanen tebliğ yoluna başvurulmalıdır.” husularına yer verilmiştir. mahkemenin  ilanen tebliğat  yapması   oluşacak sonuca göre karar vermesi gerekmektedir.

Davalının adresinin yazılmaması durumunda  ilanen tebliğat yapılması gerektiğine ilişkin yüksek yargı kararları

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 02.12.2013 tarih ve 5492 Esas, 21835 Karar sayılı ilamında ”Mahkemece, davacı tarafın verilen kesin süreye rağmen, davalıların adreslerini bildirmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de verilen sonuç 6100 sayılı HMK’nın 119. maddesi ile getirilen düzenlemeye uygun değildir..
Esas No:2013/19833 Karar No:2014/1005
 
İlgili Maddeler:HMK 119 ve tebligat kanunu
 
Davacı vekili tarafından mahkemeye verilen dava dilekçesinde, davalı tarafın ad-soyad ve adresinin gösterilmiş olduğu, belirtilen adrese çıkartılan tebligatın tebliğ edilemeden iade edildiği, mahkemece davacı vekiline “davalının açık adresini bildirmesi, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği” ihtarını içerir bir haftalık kesin süre verildiği, davacı vekiline 13.04.2012 tarihinde tebliğ edildiği, vekilin süresinde verdiği 16.04.2012 tarihli dilekçede davalının tespit edilen yurtdışı adresini bildirdiği, buraya çıkan tebligatın yapılamadığı, 17.01.2012 günlü celsede davacı vekilinin adres araştırması konusunda mahkemeden yetki istediği, mahkemenin de yetki verdiği, vekil tarafından sunulan 06.04.2012 tarihli dilekçede Hollanda Büyükelçiliğine, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına müracaat ettiklerinin, henüz sonuç alınmadığının bildirildiği buna rağmen mahkemece “davalı adresinin mahkeme tarafından araştırılması zorunluluğu bulunmadığı” gerekçesiyle Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119/2 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
 
Her ne kadar mahkemece, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119 maddesinde belirtilen dava dilekçesinde bulunması, bulunmaması halinde tamamlanması zorunlu unsurlardan olan davalının açık adresinin bildirilmemiş olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, anılan kanunun 119. maddesinde belirtilen husus, dava dilekçesinde davalı tarafın adresinin hiç yazılmamış, bildirilmemiş olması durumunda davacı tarafa verilecek bir haftalık kesin süre içinde bu eksikliğin tamamlanmasının istenmesi, tamamlanmaması halinde uygulanacak yaptırımın karşı tarafa ihtar edilmesidir. Aksine düşünce, gerek Tebligat Kanununun tebligata ilişkin ilgili hükümlerini ( Teb.K. Md 21- 25-28) gerekse Tebligat Kanununun Uygulanmasına dair Yönetmeliğin ilanen tebliğ ile ilgili 48 ve devamı maddelerini işlevsiz hale getirecektir.
 
Bu itibarla, davacı tarafın dava dilekçesinde davalının adresini göstermiş olması, bu nedenle dava dilekçesinde bulunması zorunlu unsurun dilekçede belirtilmiş olduğu göz önüne alınarak davalının tebligata yarar açık adresinin mahkemece araştırılması, davalının adresinin tespit edilmesi durumunda tebligat yapılması, bulunamaması halinde ilanen tebliğ hususunun düşünülmesi ve sonucu dairesinde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir
 
 
Bu itibarla, davacı tarafın dava dilekçesinde davalının adresini göstermiş olması, bu nedenle dava dilekçesinde bulunması zorunlu unsurun dilekçede belirtilmiş olduğu göz önüne alınarak davalının tebligata yarar açık adresinin mahkemece araştırılması, davalının adresinin tespit edilmesi durumunda tebligat yapılması, bulunamaması halinde ilanen tebliğ hususunun düşünülmesi ve sonucu dairesinde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/7
K. 2016/7
T. 13.10.2016
6100/m.119
DAVA : İstanbul Anadolu 17. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 20/07/2016 tarihli 2016/222 esas ve 2016/313 karar sayılı kararına karşı davacı tarafça süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla,
Somut olayda davacı tarafça, davalının adresinin bilinmediğinin dilekçede açıkca belirtildiği, adres ve açık kimlik bilgilerinin tespiti için gerekli araştırmaların yapılması için bilgi verildiği, mahkemece usulüne uygun şekilde HMK. 119/2 . Maddesi uyarınca kesin süre verilmediği gibi, bu süre verilse dahi davalının açık adresini bilmeyen davacının bunu tespit edip bildirmesinin mümkün olmadığı, mahkemece öncelikle davalının açık adresinin tespiti için bulunması muhtemel tüm kurumlara yazı yazılıp, Tebligat Kanunu gereği mernis adresi tespit edildiğinde mernis adresine, bu da tespit edilemediği takdirde ilanen tebligat yoluna gidilerek taraf teşkili sağlanıp esastan karar verilmesi gerekirken, HMK ‘ nun 119/2. Maddesindeki koşullar oluşmadan davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmüştür.
Bu itibarla, HMK. ‘nun 353/1-a-5 Maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair yerel Mahkeme kararının kaldırılarak ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1 – Davacının istinaf başvurusunun KABULÜNE

3 Comments

  • davalının tc dava açılması için zorunlu unsurlardan değilidir. Lakin sonraki süreçlerde davalının adresinin de bilinmemesi durumunda tc adres tespiti için gerekeceğinden önem arzedecektir ve davanın açılmamış sayılması sonucuyla karşı karşıya bırakabilecektir. Ama sonuç olarak tc davanın zorunlu unsurlarından olmayıp tc olmadan dava açılabilir.

  • Esim alman vatandasi ve adresini bilmiyorum.Elimde sadece alman vatandasi olan Türklere verilen mavi kartin kopyasi var.Türkiyede bosanma davasi acmak istiyorum ama ulasilamayacagin tahmin ediyorum.Bosanma davasi acarsam sürec nasil yürür?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

S.S.SHemen Ara!WhatsApp