loading

İş Kazası Nedeniyle Tazminat,İş Kazası ,Ne kadar Tazminat Alırım,Şartları Nelerdir,

İş Kazası Nedeniyle Tazminat Davaları

İş Kazaları 

Ülkemizde hemen hemen her gün onlarca iş kazası meydana gelmektedir. Bu iş kazalarının çoğunluğu g gerekli güvenlik önlemlerinin alınmamasından kaynaklanmaktadır. İşverence gerekli güvenlik önlemlerinin alınmamasının başlıca sebebi işveren tarafından bu güvenlik önleminin maliyetinin düşünülmesi, işçi tarafından gerekli güvenlik önlemlerinin alınmamasının sebebi ise işçinin başına birşey gelmeyeceğini düşünmesinden kaynaklanmaktadır.

İş Kazası Nedir?

İş Kazası 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 13 üncü maddesinde tanımlanmıştır.İlgili kanun maddesine göre
-Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
– İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
-Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
-Bu Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
-Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen “engelli hâle getiren” olay olarak tanımlanmıştır.
Kanunun lafzından hareketle bir olayın iş kazası olarak nitelendirilmesi, işverenin her durumda bu kazadan sorumlu tutulmasını gerektirmez. Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamında bir iş kazasından işverenin sorumlu olması için, işverenin iş güvenliği önlemlerini alma ve özen gösterme yükümlülüğüne aykırı davranışı veya ihtimal göstermesi sonucu kaza meydana gelmiş olmalıdır.
Dolayısıyla bir iş kazasında işverenin kusurlu eylemi ile zarar arasında uygun bir illiyet bağı yoksa işverenin sorumluluğundan söz edilemez. Kusur sorumluluğunda 3 halde illiyet bağı kesilebilir. Bunlar; mücbir neden, zarar görenin ve 3. kişinin ağır kusurudur.

İş kazası İşverence Bildirilmezse Ne olur ?

İdari Para Cezasının Uygulanması

İş kazası ve meslek hastalığı bildiriminin süresi içinde yapılıp yapılmadığının tespitinde 6331 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi esas alındığından, 2.1. ve 2.2. numaralı başlıklarında belirtilen süreler içinde söz konusu bildirim yapılmaması durumunda anılan Kanunun 26 ncı maddesinde öngörülen tutarlar üzerinden idari para cezası uygulanacaktır. ilgili kanun maddesi

“14 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene her bir yükümlülük için ayrı ayrı binbeşyüz Türk Lirası, ikinci fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene ikibin Türk Lirası, dördüncü fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen sağlık hizmeti sunucuları veya yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularına ikibin Türk Lirası”


Sigortasız Çalışan İş Kazası Geçirirse

İşçi işyerinde bir günden daha az bir süre çalışsa da işveren, Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirim yapmakla mükelleftir. İşveren bu mükellefiyetini yerine getirmemiş ve işçi iş kazası geçirmişse işçi veya işçinin yakınları ne yapacaktır? İşçi iş kazası sonucu hastaneye kaldırılmışsa işçinin yakınları hastane polisine başvurmalıdır. Hem hastane polisine hem de işçinin doktoruna olayın iş kazası olduğunu belirterek olay yeri inceleme yaptırılmalıdırlar. Olay yeri inceleme iş kazası durumunun tespiti, tanıkların dinlenmesi bakımından çok önemlidir. Zira olayı gören bir tanık var olması durumunda kolluk tarafından tanıkların ifadesine başvurulur.
İş kazası gerçekleştiği işçi tarafından Çalışma Bölge Müdürlüğüne bildirilir ve Çalışma Bölge Müdürlüğü tarafından iş kazasının tespiti hakkında inceleme yapılır. Ancak işçi bu esnada hak kaybına uğramamak için İş Mahkemesi nezdinde iş kazası tespit davası açmalıdır. İş kazası tespit davasında işçi işverene ve Sosyal güvenlik Kurumuna karşı iş kazasının gerçekleştiğinin tespitini talep eder.
İşçi Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirilmemiş olsa da sonuçta sözlü de ola bir iş sözleşmesi ile işyerinde çalışmış ve bu çalışmasının neticesinde iş kazası geçirmiştir. Yani sigortasız çalışma, olayın iş kazası olduğu gerçeğini değiştirmez.

İş Kazası Nedeniyle Tazminat Davası Nasıl Açılır?

Öncelikli olarak iş kazasından doğan tazminat davalarını zarara uğrayan işçi açabilir. Bununla birlikte işçinin ölmüş olması durumunda işçinin desteğinden yoksun kalanlar zararlarının tazminini işveren ve zarara sebep olanlardan isteyebilirler.
İş kazası nedeniyle tazminat davası açmak için gerek kişinin gerekse yakınlarının avukat tutması zorunlu değildir. Fakat kişilerin haklarının kaybolmaması ve daha iyi takip edilebilmesi için avukat tutmaları önerilir.
İş kazası nedeniyle tazminat davası açabilmek için ilgili mahkemeye bir dilekçe ile başvurmak gerekmektedir.

İş Kazası Durumunda İşveren Tarafından Yapılması Gerekenler Nelerdir?

İş Kazası Halinde Yapılması Gerekenler


İş kazasının meydana gelmesiyle birlikte işçi ve işverene bazı hususlarda yükümlülükler doğmakta, bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi ise tarafların sorumluluğuna neden olmaktadır. İşbu nedenle iş kazasının meydana gelmesi halinde yapılacak işlemler şu şekildedir :

-İş kazasıyla birlikte sağlık müdahalesi gerçekleştirilir.
-İşyeri kaza raporu düzenlenerek, tutanağa iki şahit adı yazılır ve imzaları alınır.
-Kaza, bağlı bulunan kolluk birimine (Emniyet veya Jandarma) bildirilir.
-Kaza, bağlı bulunan Sosyal Güvenlik Kurumu Birimine bildirilir.

İşveren tarafından, kolluk kuvvetlerine derhal ve Sosyal Güvenlik Kurumu’na da en geç kazadan sonraki üç iş günü içinde bildirilmesi zorunludur. Ancak, bu süre iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde, iş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren başlar. Bildirim işveren tarafından yapılmamış ise kazalı işçi tarafından yerine getirilmelidir. Bildirim tarihine kadar geçen süre için sigortalıya ödenecek geçici iş göremezlik ödeneği, kurumca işverenden tahsil edilir. Ayrıca, iş kazası SGK’ya eksik ya da yanlış bildirilmişse, bu olay için yersiz olarak yapılmış bulunan ödemeler, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren gerçeğe aykırı bildirimde bulunanlardan, işverenden ve illiyeti bulunanlardan yasal faizi ile birlikte tahsil edilir.

İşveren hangi durumlarda sorumlu olur?

İşverenin iş kazası nedeniyle tazmin sorumluluğunun doğması için her şeyden önce 
-Bir kazanın olması, 
-Bu kazanın bir iş kazası niteliğinde olması,
-İşverenin kusurlu olması
-İş kazası sonucunda bedensel veya ruhsal bir zararın ya da ölümün ortaya çıkması 
-Uygun illiyet bağının bulunması gerekir. 
İşverenin gözetme borcuna aykırı davranışı sonucunda meydana gelen iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle işçi, uğradığı bedensel ya da ruhsal zararlarının tazminini talep edebilir (Maddi tazminat) Bunun yanında işçi, koşulları varsa ayrıca manevi tazminat da isteyebilir. İşverenin gözetme borcuna aykırı davranması sonucunda, iş kazasına uğrayan veya meslek hastalığına tutulan işçinin ölümü halinde desteğinden yoksun kalanlar da tazminat talebinde bulunabilirler. Buna “destekten yoksun kalma tazminatı” adı verilir.

Kazalardan dolayı işverenin sorumluluğu üç halde sınırlandırılabilir:

Mücbir sebep:

 Bu husus, sorumlunun faaliyet ve işletmesi dışında oluşan kesin ve kaçınılmaz olarak olayın meydana gelmesini etkileyen o an için karşı konulması mümkün olmayan olaylardır. İşverenin olayın meydana gelmesinde veya sonuçlarının azaltılmasında bir kusurunun olmaması esastır.Kaza gören işçinin ve üçüncü kişinin kusurunun illiyet bağını kestiği hallerde olduğu gibi mücbir sebep nedeniyle meydana gelen kazada da işverenin sorumlu tutulması mümkün değildir. Mücbir sebep; dış kuvvetlerin sonucu, işverenin işyeriyle bağlantısı bulunmayan, önceden görülmeyen, kaçınılmaz ve mutlak surette engellenemeyen olaylardır. Örneğin; işyerinde çalıştığı sırada gerçekleşen deprem sonucunda yaralanan işçinin uğradığı bu kazanın işle olan uygun illiyet bağı kesildiğinden, SSK yardımları sağlansa bile işveren sorumlu tutulamaz.

Zarar görenin ağır kusuru: 

Neden sonuç ilişkisinin kesilmesine çalışanın kendi davranışı sebep olmuş ve illiyet bağını tam kesmiş ise ağır kusurdan söz edilebilir. Çalışan işin ifası sırasında kendisinden beklenen en temel basit ve olağan özeni göstermemiş ise onun bu davranışı işverenin sorumluluğunun kalkmasına teşkil eder. Çalışanın kusurlu davranışının illiyet bağını tam kesmediği halde ise ortak neden-sonuç ilişkisinden bahsedilerek birlikte kusur ve tazminat indirimi bir olasılık olarak gündeme gelebilir.İş kazasının gerçekleşmesinde işçinin ağır kusuru varsa, uygun illiyet bağı kesilir ve işverenin sorumluluğu aranmaz. İş kazasında ölen işçi tam kusurlu ise işverene sorumluluk yüklenemeyeceği Yargıtay kararlarında belirtilmiştir. Örneğin; işçinin işyerinde intihar etmesi halinde olay işyerinde gerçekleşmesi nedeniyle SSK anlamında iş kazası sayılsa bile, işle olan uygun illiyet bağı işçinin kastı ile kesilmiş olduğundan Bireysel iş Hukuku anlamında iş kazası sayılmaz. Borçlar Yasasının 44. Maddesine göre, yoğunlukları uygun illiyet bağını kesebilecek düzeyde bulunmayan kusur dereceleri ise yalnız işverence ödenecek maddi tazminattan indirim nedeni olabilir.

Üçüncü şahsın ağır kusuru:

 Üçüncü şahsın ağır kusuru neden-sonuç bağını kesebilecek yoğunlukta ise işverenin sorumluluğu kalkar. Zira bu durumda işverenin işletme tehlikelerine karşı önlem alma borcu geri plana itilmekte ve üçüncü şahsın ağır kusuru zararı doğuran sebep olmaktadır.İşverenin iş kazasından doğan sorumluluğunu ortadan kaldıran sebeplerin ikincisi, üçüncü kişinin yaptığı kusurlu davranış nedeniyle uygun illiyet bağının kesilmesidir. Üçüncü kişi, işverenin bir başka işçisi yada işverenle bağlantısı olmayan diğer bir şahıs olabilir. Üçüncü kişilerin davranışlarının uygun illiyet bağını kesebilmesi ve işvereni sorumluluktan kurtarabilmesi için belirli bir yoğunluğa ulaşması gerekir. Örneğin; işverene ait bir araç içinde seyreden işçi, karşı yönden gelen bir araç ile çarpışma sonucu sakatlanmıştır. Kazanın oluşmasında karşı yönden gelen bir başka araç % 100 oranında kusurlu bulunması nedeniyle sakatlanma ile yürütülen iş (eylem) arasındaki illiyet bağı kesildiğinden işveren kazadan sorumlu tutulamaz.

İş Kazası Nedeniyle Tazminat Davalarında Zamanaşımı Ne Kadar?

İş kazası nedeniyle açılacak maddi ve manevi tazminat davalarında zamanaşımı genel hükümlere göre çözümlenecektir. Zamanaşımı, iş kazasının gerçekleştiği günden itibaren 2 yıl ve herhalde 10 yıldır. Bu sürelerin sona ermesiyle birlikte iş kazasına bağlı olarak yapılacak tazminat talepleri zamanaşımına uğrayacaktır. (İş kazasında kesin maluliyet raporunun öğrendiliği günden itibaren de 10 yıllık zamanaşımının başlayacağı hukukumuzda kabul edilmektedir.)

İş Kazası Nedeniyle Açılacak Olan Tazminat Davası Hangi Mahkemede Açılır?

İş Kazası Nedeniyle açılacak tazminat davlarında yetkili mahkeme Haksız Fiilden Doğan Davalarda Yetki” başlıklı 16. maddesine göre , aşağıdaki yerlerin herhangi birinde bulunan iş mahkemesinde İş Mahkemesi yok ise bu görevi yapan Asliye Hukuk Mahkemeside açılır. 
-Haksız fiilin işlendiği yer
-Zararın meydana geldiği yer
-Gelme ihtimalinin bulunduğu yer
-Zarar görenin yerleşim yeri(İşçinin yerleşim yeri) 

İş Kazası Nedeniyle Açılacak Olan Tazminat Davaları Kaç Türlüdür?

İşçinin vücut bütünlüğünün ihlali halinde Borçlar Kanunun Mad.46/1 maddesine göre masraflar, çalışma iktidarının kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğinin sarsılmasından doğan zararların tazmini gerekir. Tedavi giderlerinin de karşılanması tazminatın içerisinde nitelendirilmelidir.

İş Kazası Nedeniyle açılabilecek davalar

-Maddi tazminat davası, 
-Manevi tazminat davası ve 
-Destekten yoksun kalma tazminatı davasıdır.

İş Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat

İş kazası geçiren işçi, ruhen ve/veya bedenen zarara uğramış olabilir. İşte ruhen ve/veya bedenen zarar gören işçinin bu zararını gidermesi adına dava açma hakkı bulunmaktadır. Türk Borçlar Kanunu’nun 51 ve devamında düzenlenen haksız fiil neticesinde tazminat maddelerine göre iş kazası geçiren işçi ; cismani zarar halinde zararının giderilmesini talep edebilecektir. Bunun yanı sıra ölüm ve bedensel zararlarda zarara uğrayan işçi bazı giderlerin karşılanmasını talep edebilecektir. Ölüm ve bedensel zarar halinde iş kazası geçiren işçi şu giderlerin karşılanmasını talep edebilir :

Ölüm Halinde ;

-Cenaze giderleri,
-Tedavi giderleri (ölümden önce bir tedavi süreci var ise)
-Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
-Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.

Bedensel Zarar Halinde ;

-Tedavi giderleri,
-Kazanç kaybı,
-Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
-Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.
istenebilir. İlgili kalemler iş kazası geçiren işçi tarafından istenecektir.
İş kazası geçiren işçi, işveren aleyhine maddi tazminat davası açabilecek, bu maddi tazminat davasında yukarıda bahsi geçen giderlerin karşılanmasını talep edebilecektir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, işçinin geleceğe yönelik hak kayıplarını da talep edebilmesidir. Nitekim iş gücü kaybına uğrayan bir işçi, gelecekte bunun sıkıntısını yaşayacak ve iş kazası ve sonrasındaki süreçte kendisine bağlanan aylıklar bir an olsun tatmin etse de gelecekte bu tatmin sağlanamayacaktır. Hal böyleyken en önemli husus, işçinin çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden dolayı uğrayacağı zararlardır.
İş kazası nedeniyle açılacak davalardan olan maddi tazminat davası için en önemli belge, SGK müfettişleri tarafından düzenlenen tutanaklar, belgelerdir. Nitekim SGK müfettişleri, iş kazasını yerinde inceleyecek, tarafların ifadelerine başvuracak, iş kazası geçiren işçinin sigorta bilgileri ve çalışma koşulları, maaşı vb. hususlarda bilgi sahibi olacak ve her türlü araştırmayı yapacaktır. Gerek kusur oranlarının belirlenmesi gerekse de işçinin iş gücü kaybının tespit edilmesinde önemli rol oynayacaktır. İşbu nedenle SGK müfettişleri tarafından hazırlanan raporlar çok büyük önem taşımaktadır.

Kurumca Bağlanan Gelirlerin Maddi Tazminattan Mahsup Edilmesi 

İş kazası neticesinde meslekte kazanma gücünü yitiren işçi, açacağı maddi tazminat davası neticesinde bir tazminata hak kazanacaktır. Aynı zamanda işçi, tazminata hak kazanmasının yanı sıra Kurumca sürekli iş göremezlik gelirine de hak kazanabilecektir. Hal böyleyken Yüksek Mahkeme ; iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan zararın giderilmesi istemine ilişkin olarak açılan tazminat davaları nitelikçe sigortaca karşılanmayan zararın giderilmesi istemini amaçlamaktadır demektedir. İşbu nedenle, maddi tazminatın hesabında, Kurumca bağlanan ödeneklerin veya gelirlerin tazminat miktarından mahsup edilmesi gerekliliği açıktır.

İş Kazası Nedeniyle Manevi Tazminat

Borçlar Kanunumuzun ilgili maddelerinde düzenlenen manevi tazminat ; bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özellikleri göz önünde tutularak, zarar görene uygun bir miktar paranın ödenmesi şeklinde madde metninde ifade edilmiştir. Şayet ağır bedensel zarar veya ölüm halinde de zarar görenin veya ölenin yakınlarının da manevi tazminat talep edebileceği Türk Borçlar Kanununda yer almıştır.

Manevi Tazminatın Şartları Nelerdir ?

İş kazası nedeniyle zarar gören veya ölenin yakınları için manevi tazminata hükmedilebilmesi için bazı şartların varlığı aranacaktır. Bu şartlar şu şekildedir :
-Fiil
-Fiil neticesinde zararın meydana gelmesi
-Zarar ile fiil arasında illiyet bağı
-Fiilin hukuka aykırı olması
-İşçinin cismani zarara uğraması
Yukarıda sayılan şartların varlığı halinde Hakim ; manevi tazminata hükmedecektir. Peki eş ve/veya çocukların manevi tazminata başvurma şartları nelerdir ? Eğer işçi, iş kazası neticesinde ölmüş ise mirasçılarının maddi ve manevi tazminat açma hakları zaten Türk Borçlar Kanunu gereğince mevcuttur. Fakat işçinin yalnızca cismani zarara uğraması halinde, yakınlarının bu zarar dolayısıyla hayat seyirleri değişir, kaza dolayısıyla psikolojileri bozulur ve benzer etkiler gözlenirse ; yine manevi tazminat açma hakları söz konusu olacaktır.Bununla birlikte doktrindeki baskın görüşe göre iş kazasında işverenin kusurlu olması manevi tazminat talebi için şart değildir. Ancak tazminatın takdirinde dikkate alınır. Nitekim manevi tazminat, olay karşısında kişilerin manevi kayıplarını gidermeye hizmet edecektir. Nitekim Yüksek Mahkeme bir kararında şu gerekçe ile eş ve çocukların manevi tazminat isteyebileceklerine hükmetmiştir : ‘Olay nedeniyle, doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan davacının, eş ve çocuklarının ruhsal sağlığı ağır şekilde bozularak şok geçirip tedavi olmak zorunda kalmaları durumunda illiyet bağı gerçekleşmiş sayılacağından Borçlar Kanunu’nun 47. maddesine dayanarak manevi tazminat isteyebilirler.’ denilmiştir.

İş Kazası Tazminatı Ne Kadar Olur 

İş kazası sonucu maddi tazminatın hesaplanmasında iş kazası olmasaydı işçinin olması muhtemel maddi durumu dikkate alınır. İş kazasının gerçekleştiği tarih ile işçinin muhtemel yaşam süresi dikkate alınarak bilirkişiler vasıtası ile hesaplama yapılır. Bu hesaplama esas alınacak meslekte kazanma gücü kaybı yani maluliyet oranı belirlenecektir. Meslekte kazanma gücü kaybı oranı ise Çalışma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile belirlenir.
İş kazası nedeniyle ödenecek tazminat miktarının hesabında işçinin geniş ücreti hesaba katılır. Yani işçinin ücreti bordrosunda eksik gösterilmiş olsa da bordrodaki bedel değil işçinin emsal ücret araştırması yapılarak alması muhtemel ücreti üzerinden tazminat miktarı belirlenir.
Yine iş kazası nedeniyle tazminat miktarının belirlenebilmesi için tarafların kusur oranlarının belirlenmesi şarttır. Zira bu şekilde hakim tarafından hakkaniyete göre tazminat miktarında artırım veya indirim söz konusu olabilecektir. Türk Borçlar Kanununda da kusura göre tazminat miktarının belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yani Sonuç olarak bir iş kazasında  tazminatın hesaplanmasında;
-Kişinin yaşı,
-Kişinin Yeteneği,
-Kusur oranı,
-Bedensel kaybın büyüklüğü,
-İş yerinin Maddi durumu
-İşçinin Maddi durumu
-İşçinin bakmakla yükümlü  kimselerin olup olmadığı,
gibi bir çok faktör değerlendirilerek hakimce hakkaniyete uygun bir meblağ belirlenir.Bu tazminat bazen 10 bin Tl olabileceği gibi işyerinin kusuruna ve bedensel kaybın büyüklüğüne göre 700 bin Tl de olabilir. Bunun takdirini hakim yapacaktır.

İş Kazası Nedeniyle Destekten Yoksun Kalma Tazminatı

Destekten yoksun kalma tazminatı, iş kazası neticesinde ölüm hadisesinin gerçekleştiği zaman ortaya çıkacak tazminat türüdür. Nitekim bu tür tazminatın doğası gereği, iş kazası veya meslek hastalığı neticesinde bir ölüm meydana gelmeli, müteveffanın (ölenin) yakınlarının bu şahsın desteğinden yoksun kalacak olmaları gerekmektedir. Gerçekten de işçinin iş kazası neticesinde ölmesi halinde ; işçinin varsa eşi, çocukları ve bakmakla yükümlü olduğu kimseler, işçinin desteğinden yoksun kalacaklar ve maddi açıdan kayba uğrayacaklar. Destekten yoksun kalma tazminatında ana düşünce, ölen şahsın yaşamaya devam etmesi halinde ilgililere desteğe devam edecek olmasıdır. Bu doğrultuda destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilebilmesi için şu iki şartın gerçekleşmesi gerekmektedir :
-Ölen işçi, sağlığında destekten yoksun kalacağını iddia eden kişilere bakacak güçte olmalı
-Tazminat talep edenler (davacılar), ölen işçinin yardımına muhtaç olmalı

İş kazası geçiren sigortalıya Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından hangi haklar sağlanır?

Sağlık yardımı yapılır,
Geçici iş göremezlik süresince günlük ödenek verilir,
Sürekli iş göremezlik hallerinde gelir bağlanır,
Protez, araç ve gereçlerinin sağlanır,
İş kazasına uğrayan ve meslek hastalığına tutulan sigortalının tedavi için yabancı ülkeye gönderilir,
İş kazası sonucu ölümlerde cenaze masrafı karşılığı verilir,
İş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine gelir bağlanır.

1 Comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

S.S.SHemen Ara!WhatsApp