Kayseri Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu,Unsurları Cezası ?
KONUT DOKUNULMAZLIĞININ İHLALİ
Konut dokunulmazlığını ihlal suçu bir kimsenin konutuna, işyerine veya bunların eklentilerine “rızaya aykırı olarak girme” veya “rıza ile girilen yerden çıkmama” fiilleriyle kişi hürriyetine karşı işlenen bir suçtur.
Konut dokunulmazlığının ihlali suçu, TCK md.116’da “Hürriyete Karşı Suçlar” arasında düzenlenmiş olup; bu suçla kişilerin konutlarında veya işyerlerinde güvenlik duygusu, sükun ve huzurlarının ile çalışma özgürlüğünün korunması hedeflenmiştir.
Konut Dokunulmazlığını İhlal Suçu Şikayet Süresi ve Zamanaşımı
Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun TCK md.116’da yer alan tüm fıkralarının takibi şikayete bağlıdır. Müşteki, şikayet hakkını kullanmadığı takdirde suçun soruşturulması mümkün değildir. Şikayet süresi, mağdurun fiilin işlendiğini ve fiili işleyen kişiyi öğrendiği tarihten başlamak üzere 6 aydır. Örneğin; mağdur, kendisinin evde veya işyerinde olmadığı bir zamanda, konutuna veya işyerine girildiğini 01.01.2017 tarihinde öğrenmiş, konutuna veya işyerine izinsiz giren kişinin kim olduğunu da 01.12.2017 tarihinde öğrenmiş olsun. Bu somut olayda mağdurun 6 aylık şikayet hakkı süresi, 01.06.2017 tarihinde başlar, 01.03.2017 tarihinde sona erer.
Suçun dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
ceza zamanaşımı 10 yıldır. Yani failin hapis cezası ile cezalandırılması halinde , fail hakkındaki mahkumiyet hükmü 10 yıl içinde infaz edilmezse hapis cezası zamanaşımı nedeniyle ortadan kalkar.
Konut Dokunulmazlığını İhlal Suçu ve Uzlaştırma
Uzlaştırma , tarafsız bir kimsenin arabuluculuğuyla suçtan kaynaklanan uyuşmazlığın çözülmesi için suçun mağduru ve failinin iletişim kurduğu süreçtir (CMK md. 253/1). Uzlaştırma, hem soruşturma aşamasında hem de mahkemede dava açıldıktan sonra mahkeme aşamasında uygulanabilecek bir ceza muhakemesi kurumudur.
Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun TCK md.116’da düzenlenen tüm fıkraları uzlaşma kapsamında yer almaktadır. Soruşturmayı yapan savcı, dava açmak için yeterli şüphe nedenlerinin varlığı kanaatinde ise, mutlaka tarafların uzlaştırılması için soruşturma dosyasını uzlaştırma bürosuna göndermelidir.
Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunun Unsurları ve Cezası
TCK md. 116/1’de düzenlenen konut dokunulmazlığını ihlal suçu iki şekilde işlenebilir:
-Kişinin konutuna rızası dışında girilmesi. Örneğin, kapıyı açan ev sahibini iterek rıza göstermediği halde evine girmek suçun tipik bir şeklidir.
-Konuta rıza ile girildikten sonra, rızaya aykırı bir şekilde çıkılmaması: Suçun bu şeklinde, konuta girilirken konut sahibinin rızası vardır. Ancak, girildikten belli bir süre sonra rıza ortadan kalkmakta, konut sahibi konutunun terk edilmesini istemesine rağmen fail konuttan çıkmamaktadır. Rıza geri alındıktan sonra konuttan çıkmayan fail konut dokunulmazlığını ihlal suçunu işlemiş olur. Örneğin, alacak meselesini konuşmaya gelen alacaklının konutuna girmesine izin veren borçlu, belli bir süre sonra tartışma çıkması üzerine, alacaklının konutundan çıkmasını istediğinde, konuttan çıkmayan alacaklı konut dokunulmazlığının ihlali suçunu işlemiş olur.
Konut dokunulmazlığını ihlal suçunun cezası, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıdır (TCK md.116/1). Cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde, suçun cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır (TCK md.116/4).
Konut dokunulmazlığını ihlal suçu mağdura ait konuta veya bunların eklentilerine rızaya aykırı bir şekilde girilmesi veya girildikten sonra çıkılmaması ile oluştuğundan; konut kavramının ceza hukukunda hangi anlamda kullanıldığının açıklanması gerekir. Buna göre;
Ceza hukukunda konut; kişilerin, devamlı veya geçici olarak yerleşmek ve barınmak amacıyla oturmalarına elverişli yerler olarak tarif edilmektedir (Yargıtay CGK – 2014/272 karar). Ceza hukukunda konut kavramı, özel hukukta tanımlanan konut kavramından oldukça geniş bir anlama sahiptir. Konut dokunulmazlığının ihlali suçu, kişi hürriyetine karşı suçlar arasında olduğundan, girilmesi suç teşkil eden konutun şekli, yapısı, kullanım biçimi tümüyle kullanan kişinin özgür seçimine bağlıdır.
Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun maddi konusu olan konut bazı özellikler arz eder, bu özellikler şunlardır:
-Ceza hukukunda konut devamlı veya geçici olarak kalınan; yapısı, karakteri, şekli, genişliğinden ziyade oturmaya, barınmaya veya yaşamsal ihtiyaçları gidermeye yarayan açık veya kapalı her türlü mekandır.
-Konut insanların barınma ihtiyaçlarını giderdikleri, deyim yerindeyse sığındıkları her yerdir.
-Konut, sadece kişinin ikametgahının bulunduğu yer değildir. Geçici olarak kullanılan yerler de konut sayılır. Önemli olan kişilerin geçici de olsa herhangi bir yeri oturma amacıyla kullanmasıdır. Örneğin, 3 ay süreyle kullanılan bir yazlık eve kimsenin bulunmadığı kış mevsiminde rızaya aykırı girilmesi halinde konut dokunulmazlığını ihlal suçu oluşur.
-Gece kalmaya tahsis edilemese bile, kişinin özel ihtiyaçlarını yerine getirdiği, hayati faaliyetlerini sürdürdüğü her yer konut olarak kabul edilir. Örneğin, insanların yemek yediği, misafirlerini ağırladığı ancak gece kalmadığı bir mekan konut sayılır.
-Konutun bulunduğu yerin açık veya kapalı olması önemli değildir. Örneğin, kişinin kapısı yarı açık bir barakada yaşaması halinde, bu baraka konut niteliğindedir.
-Fiilen hiçbir şekilde zaman geçirilmese veya oturulmasa bile, oturmaya hazır hale getirilen yerler de konut olarak kabul edilir. Örneğin, 3 ay sonra evlenecek olan bir çiftin ev eşyalarını yerleştirmesine rağmen, konutta henüz oturulmadan eşyalarının çalınması halinde konut dokunulmazlığının ihlali suçu işlenmiş olur.
I- Suçla Korunan Hukuki Değer:
Konut dokunulmazlığının ihlali, kişinin kendisine özgü barış ve sükununu ve yuvasındaki yaşamının sulh ve selametle cereyanı için var olması gerekli güvenlik duygusunun sarsılmasını ifade etmektedir. Yasa koyucu, bireylere karşı işlenen ve aynı zamanda onların muhtaç oldukları güvenlik ve sükunu ihlal eyleyen konut dokunulmazlığının ihlali fiillerini, “Hürriyete karşı işlenen suçlar” arasında bir suç olarak tanımlanmıştır.
Ceza Kanunu, konut dokunulmazlığını ihlal fiilini suç sayarken konutu değil, bir yeri konut olarak edinmiş olan kimsenin hürriyetini korumaktadır. Ceza Hukuku bakımından konut, kişi hürriyetinin oluşması için bir yer koşuludur.
Konut dokunulmazlığının ihlali fiillerinin suç olarak tanımlanmasıyla korunan hukuksal yarar, kişilerin oturdukları mahallerde huzurlu, güvenli ve sakin bir ortamda dilediği gibi hareket etme ve yaşama hak ve özgürlüğünün korunmasıdır. Yasa koyucu, 116/2.fıkrada “İşyeri dokunulmazlığının ihlalini”de belirli koşullarda suç sayarak yaptırım altına almakla ayrıca kişinin huzurlu, güvenli ve sakin bir ortamda dilediği gibi iş yapma ve çalışabilme özgürlüğünü korumayı da amaçlamıştır.
II- Suçun Konusu :
Bu suçun maddi konusunu, suç tanımında “konut” ve “eklenti”, 116/2.fıkradaki suç tanımında ise, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan “işyerleri ve eklentileri” oluşturmaktadır.
Ceza Kanunumuzda konut (mesken) kavramının ne anlama geldiği açıklanmamıştır.
Bir yerin konut olarak kabul edilebilmesi için, aile hayatını ya da bireysel hayatın, yeme içme, yatma gibi temel yaşamsal faaliyetlerin kısmen veya tamamen, serbestçe yerine getirilmesi için kullanıma tahsis olunması gerekir. Bu itibarla, kahvehane, sinema, tiyatro ve benzeri umuma açık yerler, umuma açık oldukları sürece konut niteliğinde değildirler, ancak yasal kurallara göre umuma açık bulunmayacakları belirlenmiş olan zamanlarda bu yerler de konut niteliğini kazanabilirler. Bir yer konut olarak ayrılmışsa, bu yerin günün tamamında veya birkaç saatinde kullanılmasının bu yerin konut sayılıp sayılmaması yönünden önemi yoktur. Geçici olarak da kalınsa diğer koşulların varlığı halinde bu yer konut sayılır. Gece istirahatına ayrılmamış fakat diğer ihtiyaçlardan bir veya bir kısmının (yemek yeme, misafir kabul etme gibi) yerine getirildiği yerin de konut olarak kabulü gerekir.
Oturmaya tahsis edilmiş, oturulmaya başlanmış, yapımı bitmiş bir ev konut sayılır. Ancak konut kavramı evle sınırlı değildir. Bir yerin konut sayılması için taşınmaz niteliğinde bulunması, yapısı, genişliği, niteliği ve biçimi önem taşımaz. Bu nedenle oturulan yerin “bina” biçiminde olmasına gerek olmadığı gibi, üstünün açık veya kapalı olması da önem taşımaz. Başkalarının girmesine rıza gösterilemeyeceğini belirtecek şekilde dış dünyadan ayrıları yerler, örneğin karavan, çadır, çöp bidonu, gemi kamarası, kayık, yataklı vagon kompartımanı, otel odası 116.madde anlamında konut sayılır.
Resmi daire niteliğinde olan binalar kural olarak konut sayılmaz, ancak resmi binanın kişilerin yatması, ikamet etmesi için ayrılması veya bir bölümünün (örneğin hastanenin bir odasının doktorun ikametine tahsis edilmesi) böyle bir amaçla tahsis edilmesi halinde bu yer veya bölümler konut sayılır.
116/2.fıkradaki suçun konusunu oluşturan yerlere, izinle girilebilen avukatlık bürosu ve özel muayenehaneler örnek olarak gösterilebilir. Buna karşılık herkesin kolaylıkla girip çıkabileceği yerlere, örneğin, kapalı otoparka, marketlere, alışveriş merkezlerine halka açık oldukları zamanlarda girilmesi bu suçu oluşturmaz. Ancak, bu yerlere mesai saatleri dışında rıza hilafına girilmesi halinde yine bu suç oluşur.
Konut dokunulmalığını ihlal suçunu daha detaylı inceleyecek olursak;
Suçun faili ve Mağduru :
Suçun Faili: Bu suçun faili herhangi bir kimse olabilir. Ancak bu suçun kamu görevlisi tarafından “kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle” işlenmesi 119/1-c bendinde cezanın artırılmasını gerektiren nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Ev sahibinin mülkiyet hakkının bulunması, kiracının konut dokunulmazlığının ihlaline hak vermediğinden ev sahibi bu suçun faili olabilir. Bir dairenin bağımsız odalarında yaşayan kişilerin birbirlerinin odalarına rıza hilafına girmeleri halinde giren kişinin eylemi bu suçu oluşturur. Evlilik birliği devam ettiği ve verilmiş bir ayrılık kararı bulunmadığı sürece eşlerin yekdiğerinin bağımsız konutuna girmeleri suç oluşturmaz, ancak fiilen ayrılarak ana-babasının veya yakınlarının evinde oturan eşin bulunduğu eve girilmesi ile bu suç oluşur.
Suçun Mağduru: Bu suçların mağduru konut veya işyeri dokunulmazlığı ihlal edilen herhangi bir kişi olabilir.
Suçun Maddi Unsuru
a) 1.Fıkradaki Suçun Maddi Unsuru: 116/1. fıkrada, konut dokunulmazlığının ihlali suçunun temel şekli düzenlenmiştir. Bu suçun maddi unsuru, failin, hak sahibinin rızası dışında konuta veya eklentisine “girmesi” veya rıza ile girdikten sonra buradan “çıkmaması”dır.
Konut ve eklentisine yönelik dışarıdan yapılan hareketler, dışarıdan evin gözetlenmesi, camın tıkırdatılması, dış kapı zilinin çalınması, telefon edilmesi diğer unsurları da mevcutsa TCK.nun 123.maddesine uyan “kişilerin huzur ve sükununu bozma” suçunu oluşturabilirce de bu tür eylemler konut dokunulmazlığının ihlali sayılmaz.
Failin rıza ile girdiği konuttan “çıkmama” fiilinin suçu oluşturabilmesi için, hak sahibinin kendisini söz, hareket ve tavırlarıyla çıkmaya davet etmesine rağmen failin bu yerden ayrılmamış olması gerekir.
Konut dokunulmazlığını ihlal suçunun oluşabilmesi için, yetkili kişinin konuta girme konusunda “rızasının olmaması” gerekir. Konut sahibinin konuta girildiğinden haberdar olmaması, aynı zamanda rızasının da olmaması anlamına gelir. Bu nedenle konuta gizlice veya hileyle girilmiş olması halinde suç oluşur. Sahibinin rızasına dayalı olarak konuta girildikten sonra, bu rızanın geri alınması halinde konutun terk edilmesi gerekir. Belirtilen nedenlerle, konut sahibinin rızasının olmaması, bu suçun bir unsurunu oluşturmaktadır. Konut dokunulmazlığını ihlal suçunun hukuka aykırılık vasfını ortadan kaldıran rızanın, hukuken geçerli rıza olması gerekir. Kişinin konuta girme konusunda rıza açıklamaya yetkili olmasının yanı sıra, açıklanan rızanın da örneğin hile dolayısıyla sakatlanmamış olması gerekir. Rızanın bulunmadığı açık veya örtülü (zımni) olarak belirtilebilir. Hak sahibi iradesini yazılı veya sözlü açıklayabileceği gibi bazı işaret ve maddi engellerle (örneğin bahçenin etrafını yüksek duvarlarla çevirmek, bahçe kapısına zil, kilit takmak gibi) de açıklayabilir. Ancak suçun gerçekleşmesi için mutlaka engellerin bulunması ve failin bunları aşması şart değildir. Nitekim konutun veya eklentisinin kapısı açık olsa da, hak sahibinin rızası yoksa suç oluşur. Konut dokunulmazlığını ihlal fiilinin gerçekleştirildiği sırada hak sahibinin konutta bulunup, bulunmaması suçun oluşumunu etkilemez. Konuta, kişinin aldatılarak (hile ile) girilmesi, örneğin failin kendisini sahte isim ve sıfatla tanıtarak, elektrikçi, su tesisatçısı şeklinde tanıtarak konuta girmesi halinde hak sahibinin rızası sakatlanmış olduğundan eylem bu suçu oluşturur.
b) 2.Fıkradaki Suçun Maddi Unsuru: 116.maddenin 2.fıkrasında, birinci fıkrada belirtilen fiillerin “açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi”, suçun daha az cezayı gerektiren nitelikli unsuru olarak tanımlanmıştır,
Şu halde herkesin herhangi bir koşulu yerine getirmeksizin girebileceği örneğin, lokanta, banka şubesi, sinema, tiyatro, kahvehane, market gibi umuma açık yerlere, halka açık oldukları sırada girildiği takdirde suç oluşmayacaktır. Zira hak sahipleri bu gibi yerlere isteyenin girmesi hususunda daha başlangıçta rızalarını örtülü olarak açıklamış sayılırlar. Ancak bu sayılan umuma açık yerlere, halka açık olmadıkları zamanlarda, örneğin açılma saati gelmeden veya mesai saatleri dışında, işhanı veya işyerinin kullanılış amacına göre herkesin girmesine izin verilmeyecek konuma getirildikten sonra rıza hilafına girilmesi halinde de bu suç oluşacaktır. Keza, avukatlık bürosu, şirket binası ve özel muayenehane gibi izinle veya randevu alınarak girilebilen yerlere rıza hilafına girilmesi veya rızayla girildikten sonra çıkmaya davet edildiği halde çıkılmaması bu suçu oluşturacaktır.
Suçun Manevi Unsuru:
Konut dokunulmazlığının ihlali suçu, kasten işlenebilir. Kanunda failin belirli bir saikle hareket etmesi aranmadığından bu suçun manevi unsuru bakımından genel kast gerekli ve yeterlidir. Aynca özel kast aranmaz, failin saiki önem taşımaz. Buradaki kast, failin, başkasının konut veya eklentisine kendisini oradan çıkarmak hakkını haiz kimsenin rızası olmadığını bildiği halde isteyerek girmek veya rızasıyla girdikten sonra çıkmamak iradesidir. Bu suçun taksirle işlenmesi mümkün değildir.
Suçun Hukuka Aykırılık Unsuru:
Bu suça özgü özel bir hukuka uygunluk nedeni öngörülmemiştir. Ancak, kanunun hükmü ve amirin emri (24.md.), meşru savunma ve zorunluluk hali (25/1-2md.) bu suçlar bakımından hukuka uygunluk nedeni oluşturabilir.
Suça Etki Eden Nedenler
a) Cezayı Artıran Nitelikli Unsurlar:
Konut dokunulmazlığını ihlal suçuna ilişkin cezayı artıran nitelikli unsurlar 116/4.fıkrada ve hürriyete karşı işlenen bazı suçlar için “ortak hüküm” olarak düzenlenen 119.maddede yer almaktadır.
aa) 116/4.fıkrada yer alan nitelikli unsurlar: Bunlar
-fiilin cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle
-gece vakti işlenmesidir.
Fiilin cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle işlenmesi: Bu nitelikli unsurun mevcut sayılabilmesi için cebir veya tehdidin konut dokunulmazlığını ihlal suçunu işleyebilmek için kullanılması, yani konuta rıza hilafına “girmek” veya rızaya dayalı olarak girdikten sonra çıkmaya davet edilmesine karşın “çıkmamak” için cebir veya tehdide başvurulmuş olması gerekir. Cebir veya tehdidin birlikte olması gerekmez, bunlardan biriyle suçun işlenmesi yeterlidir.
Fiilin gece vakti işlenmesi: konut dokunulmazlığını ihlal suçunun gece vakti işlenmesi cezayı artıran nitelikli bir unsurdur.
TCK.nun 6/1-e bendine göre, ceza kanunlarının uygulanmasında “gece vakti” deyiminden, güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman süresi anlaşılır.
bb) 119/1.maddede yer alan nitelikli unsurlar: “Ortak hüküm” başlıklı 119/1. fıkrada konut dokunulmazlığının ihlali suçunun cezasının artırılmasını gerektiren nitelikli unsurlar gösterilmiştir. Bunlar, suçun;
-silahla,
-kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle,
-imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
-birden fazla kişi tarafından birlikte,
-var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
-kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle bu suçun işlenmesidir.
Bu nitelikli unsurlardan birinin veya birkaçının gerçekleşmesi halinde 116.madde uyarınca verilecek olan ceza, 119/l.fıkra hükmüne göre bir kat artırılacaktır. 116/4, ve 119/1.fıkralardaki nitelikli hallerden birden fazlasının varlığı halinde ayrıca 61.madde uyarınca temel ceza belirlenirken bu durumun teşdit nedeni olarak gözetilmesi gerekir. Bu nitelikli haller bakımından 119.maddede yapılan açıklamalara bakılmalıdır.
KOVUŞTURMA, GÖREVLİ MAHKEME, SUÇUN YAPTIRIMI VE DAVA ZAMANAŞIMI:
Kovuşturma: Konut dokunulmazlığını ihlal suçunun basit (temel) şekillerinin soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Şikâyet hakkı, fiil neticesinde konut dokunulmazlığı ihlal edilen kişilere aittir. Bunlardan birinin 73.madde uyarınca fiilin ve failin kim olduğunu öğrendiği tarihten itibaren ancak zamanaşımı süresini geçirmemek koşuluyla altı aylık sürede şikâyette bulunması gerekir. nitelikli hallerde soruşturma ve kovuşturma C.Başsavcılığınca genel hükümlere göre re’sen yapılır. TCK.nun 142.maddesine 5560 sayılı Kanunla eklenen 4.fıkra hükmü uyarınca, hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığının ihlali suçunun işlenmesi halinde bu suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikâyet aranmaz. Bu durumda, suçun C.Başsavcılığınca re’sen soruşturularak takibi gerekir.
Görevli Mahkeme: Asliye ceza mahkemesine aittir
Suçun Yaptırımı: 1.fıkradaki suçun yaptırımı altı aydan iki yıla kadar hapis, 2.fıkradaki suçun yaptırımı altı aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. 116/4.fıkradaki nitelikli unsurların varlığı halinde suçun yaptırımı ise bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır. 119/1 .fıkrada yer alan nitelikli hallerden birinin veya birkaçının varlığı halinde temel ceza bu nedenle bir kat (bir defa olmak üzere) artırılacaktır. Birden fazla nitelikli halin 61.madde uyarınca temel cezanın belirlenmesi sırasında teşdit nedeni olarak gözetilmesi gerekir.
Dava Zamanaşımı: Bu suçların dava zamanaşımı süresi 66/1-e bendi uyarınca sekiz yıldır. Ancak 116/4.fıkrada yer alan nitelikli unsurların yanı sıra 119/1. fıkradaki nitelikli hallerin de birlikte uygulanması halinde 66/3.fıkra hükmü uyarınca dava zamanaşımı 66/1-d bendi gereğince onbeş yıllık süreye tabi olacaktır.
Konut Dokunulmazlığını İhlal Suçu Yargıtay Kararları
-Olay gecesi sanıkların bir otomobil ile şikâyetçinin sanayi sitesinde bulunan işyerinin önüne geldikleri, birisinin araçta bekleyerek gözcülük yaptığı, diğer sanığın bijon anahtarı ile işyerinin kapı kilidini kırıp kepengini açmak suretiyle içeri girmeye çalıştığı, o sırada devriye görevi yapmakta olan polislerin sanığı gördükleri, polisleri fark eden sanıkların araca binerek kaçmaya çalışırken yakalalandıkları; sanıkların hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarının kanuni tanımında belirtilen elverişli hareketlere başladıkları, ancak içeriye giremeden ve hırsızlık suçunu tamamlayamadan yakalandıkları, bu durumda yakalandıkları ana kadar gerçekleştirdikleri eylemin, kişi hürriyetini koruyan işyeri dokunulmazlığının ihlali ile mülkiyet ve zilyetlik hakkını koruma altına alan hırsızlık suçunun kanuni tanımında öngörülen neticeyi meydana getirmeye elverişli olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların tamamlanmış mala zarar verme suçunun yanında, hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarına teşebbüsten cezalandırılması gerekir (Yargıtay CGK – 2016/107 karar).
-İşyerinin bir bölümünün sahibi veya çalışanları tarafından konut olarak kullanılması ve ilgililerin rızaları dışında belirtilen yerlere girilmesi ya da uyarılara rağmen çıkılmaması durumunda, işyeri dokunulmazlığının ihlali değil, konut dokunulmazlığının ihlali suçu oluşur (Yargıtay CGK – 2015/275 karar).
-Yeni kiralanmış, henüz oturulmaya başlanılmamakla birlikte temizlenmiş, perdeleri takılmış, ikamete hazır hale getirilip içerisine bazı özel eşyalar yerleştirilmiş, arada gelinip kontrol edilen bir evin artık sadece mülkiyet ve zilyetlik kuralları ile korunan boş veya metruk bir ev olarak görülemeyeceği, mağdurun burayı dışarıdan anlaşılabilecek biçimde konut olarak kullanımına tahsis ettiği, fiilen de burada bir yaşam kurmaya başladığı hususları gözönüne alındığında, konut dokunulmazlığının ihlali suçunun oluşabilmesi için kişinin ayrıca bu yerde geceleri kalmaya başlamış olması ve fiilin işlenmesi anında orada bulunması da şart olmadığından, suça konu yerin “konut” vasfında olduğu kabul edilmelidir (Yargıtay CGK – 2014/272 karar).
-Hırsızlık yapmak üzere Devlet hastanesine girilmiştir. Devlet hastanesi aynı zamanda işyeri niteliğindedir. Bu nedenle, fail hem hırsızlık suçu nedeniyle hem de konut dokunulmazlığını ihlal suçu nedeniyle cezalandırılmalıdır (Yargıtay CGK – 2012/142 karar).
-Adliye binaları da diğer kamu binaları gibi 116/2. maddesi kapsamında işyeri olduğundan, suç tarihinde gece vakti pencereden adliye binasına girip adli emanetteki uyuşturucu maddeyi çalmak isteyen, bu amaçla bir odanın kapısını kıran sanığın eylemlerinin mala zarar verme ve hırsızlık suçuna teşebbüsün yanında işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunu da oluşturur (Yargıtay CGK – 2014/337 karar).
-Belediye binaları da diğer kamu binaları gibi 116/2. maddesi kapsamında işyeri olduğundan, suç tarihinde gece vakti kapı kilidini kırarak belediyenin tahsilat veznesi olarak kullandığı binaya girip bilgisayar kasasını çalan sanığın eylemlerinin, mala zarar verme ve hırsızlık suçu yanında işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunu oluşturur (Yargıtay CGK – 2014/343).
-Emniyet trafik tescil şubesi tüm bu kamu binaları gibi işyeri kabul edilmelidir. Bu nedenle, hırsızlık için giren sanığın işyeri konut dokunulmazlığını ihlal ettiği kabul edilmelidir (Yargıtay CGK – 2014/314).
No comment