loading

Tanıma Tenfiz davası Tanıma Tenfiz Davası şartları nelerdir Belgeler nelerdir

Tanıma Tenfiz davası Tanıma Tenfiz Davası,Tanıma tenfiz için Gerekli Belgeler, Şartları Nelerdir.

 

Tanıma ve Tenfiz Davası

Kural olarak bir mahkeme kararı ancak verildiği ülke sınırları içerisinde hüküm ifade eder. Devletlerin egemenliğinin doğal bir sonucu olan bu durumun bazı istisnaları da yok değildir.

 

Yurt dışında açılan boşanma davaları sonucunda evliliğini sonlandıran Türk vatandaşları açısından bu boşanma işlemi Türkiye’de direk olarak geçerli olmamaktadır. Yani diğer bir değişle yabancı mahkemelerin vermiş olduğu boşanma kararı sadece davanın açıldığı ülkede geçerlidir. O yüzden yurtdışında boşanmış kişiler Türkiye’de hala yasal olarak evli görünürler. Bu durum ileride, miras davalarına, mal paylaşımına, yeniden evlenme… gibi bir çok konuda sıkıntı yaşanmasına neden olmaktadır. Tanıma tenfiz davası açılarak bu sorun çözülebilir. Tanıma tenfiz davası, bireylerin yabancı ülkede verilen mahkeme kararlarını ülkemizde geçerli kılmak adına açmaları gereken dava türüdür.
Uygulamada sıklıkla tanıma davası ile tenfiz davasının birbirine karıştırıldığı, birisinin diğerinin yerine kullanıldığı görülmektedir. Tanıma davası bir yabancı mahkeme kararının Türkiye tarafından kesin bir mahkeme hükmü olarak kabul edilmesini hedefler ve sonuçta elde edilen kararın ayrıca tenfizine gerek yoktur, sonuçlarını kendiliğinden doğurur, boşanmaya ilişkin kararlar bu türdendir. Tenfiz davası ise, tanıma şartlarını taşıyan yabancı mahkeme kararının Türkiye’de icra edilebilmesi için gerekli şartların yerine gelip gelmediğini inceler. Pratikte önemli olan davanın tanıma yahut tenfiz olup olmadığı değil, bir yabancı mahkeme kararının Türkiye’de hükümlerini geçerli bir şekilde icra edebilip edemeyeceğidir. Her tenfiz davası içinde bir tanıma talebini de barındırmaktadır. Dolayısıyla terim farklılığının pratik bir önemi yoktur.

Boşanmanın Türkiye’de Tenfizi

Boşanmanın Tenfizi kavramı, yabancı mahkemenin vermiş olduğu boşanmaya ilişkin maddi ve manevi sonuçların ülkemizde icra edilebilir olmasıdır. Örneğin yabancı mahkeme boşanma sonrası nafaka ödenmesine hükmetmiş olabilir. Bu noktada bu karar ülkemizde tanınmadığı için icra edilebilmesi de mümkün değildir. O yüzden Boşanmanın Türkiye’de tenfizi davası açılması gerekir. Bu dava aynı zamanda tanıma davası koşullarını da barındırması nedeniyle iki dava açmadan yalnızca boşanma tenfiz davası açarak yurtdışı boşanmaların ve sonuçlarının ülkemizde geçerli olmasını sağlayabilirsiniz. Boşanma tenfiz davası ile ilgili ayrıntılı bilgiyi “Boşanma Tenfiz Davası Nasıl Açılır” Adlı Yazımızda Bulabilirsiniz.

Kimler Tenfiz Davası Açabilir ?

MÖHUK 52. Madde de kimlerin tenfiz davası açabileceği düzenlenmiştir. Adı geçen madde de hukuki yararı bulunan herkesin tenfiz talebinde bulunabileceği belirtilmiştir.  Anılan madde metninde yer alan “herkes” ve “hukuki yarar” kavramlarının içerik ve kapsamları düşünüldüğünde herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın yabancı mahkeme kararının tanınmasında “hukuki yararı” bulunan kişilerin tanıma ve tenfiz isteminde bulunabilecektir. Hatta şahsa sıkı sıkıya bağlı haklar(evlenme, boşanma, boşanmadan vazgeçme, velâyet vb.) dâhil herhangi bir hakkın dahi bu kapsamdan istisna tutulamayacaktır.
Hukuki yararın varlığı koşulunun mevcut olup olmadığı, her davada o davaya konu olayın somut özellikleri çerçevesinde, hakim tarafından değerlendirilir. Bir hakkın, mahkeme kararına gerek olmaksızın, başka bir yolla ve aynı ölçüde güvenli olarak elde edilebilmesinin mümkün bulunduğu hallerde, o hakla ilgili olarak dava açılmasında hukuki yarar bulunmazken; o hakkın ancak, mahkeme kararı ile elde edilebileceği hallerde, hukuki yararın varlığının kabulü gerekir. Kanun koyucu, bir hakkın dava dışı bir yolla elde edileceğini açıkça düzenlememiş ve hak sahibinin ayrıca bir ilam almasına gerek bulunmadığını özellikle vurgulamamışsa ve o hak ancak mahkemeden alınacak kararla sağlanabilecekse, o kararın verilmesini istemede hukuki yararın varlığı kabul edilmelidir.
Örneğin, murisinin boşanmasına ilişkin kararın mirasçılık haklarını etkilemesi ve bunu ancak mahkeme kararı ile elde edebilmesi söz konusu olan davacının, eldeki davayı açmakta hukuki yararının olduğunun ve “hukuki yararı bulunan herkes” kavramı içinde yer aldığı değerlendirilmesi yapılacaktır.

 Tenfizi İstenen Kararın Kamu Düzenine Açıkça Aykırı Olması Gerekir

Yabancı mahkeme kararının tenfizine karar verecek olan mahkemenin  , re’sen(kendiliğinden) dikkate alması gereken unsurların başında, tenfizi istene mahkeme kararının Türk hukuku kamu düzenine aykırı olmayacağıdır. Kamu düzeni, belirli bir ülkede, belirli bir zamanda ve belirli bir konuda kamu yararını, kamu vicdanını ve genel ahlakı çok yakından ilgilendiren, toplumun temel yapısını ve kamusal menfaatleri koruyan kurallar bütünüdür.

Bu kapsamda genel Anayasa ile düzenlenen temel hak ve hürriyetlere, milletlerarası hukukta kabul edilen temel prensiplere, iyi niyet kurallarına, adil yargılanma ve savunma hakkına, genel ahlak ve adap anlayışına, toplumun sosyal, siyasal ve iktisadi düzenine aykırı ise o ülkenin kamu düzeni aykırı olarak kabul edilir

Örnek vermek gerekirse, yabancı mahkeme kararını verirken, davalıya gerçek olmayan veya usulsüz tebligat yapılması, gerekli sürelerin  verilmesi ve delilerini hakkaniyete uygun bir şekilde sunabilme imkânı vermemesi durumunda kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturur. Bu yüzden de konu olan yabancı mahkemenin mensup olduğu devletin usul kanunlarında bu şartlar yer alsın ya da almasın, boşanma kararının   Türk kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturacağından  tenfizi istenen kararın kendi ülkesinde bile geçerli olması yeterli olmayacak türkiyede tanınmayacak veya tenfizi kabul edilmeyecektir.

Örneğin, bir Türk Mahkemesi taraflar arasındaki boşanma davasını reddetmiş ve bu karar kesinleşmişse, aynı sebebe ve aynı olaylara dayanarak boşanmaya hükmeden yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi kamu düzenine aykırılık kavramı içinde kabul edilecektir.

Boşanma Tanıma Tenfiz Davası Nerede Açılır?

Tanıma Tenfiz Davası  Yetkili mahkeme Neresidir

Yetkili mahkeme davalının ikametgahı ; Türkiye’de ikametgahı yoksa sakin olduğu yer mahkemesi, bu dahi yoksa Ankara, İstanbul, İzmir“ mahkemeleridir. Yani taraflar Türkiye de ikameti vara bu ikametin bulunduğu yer mahkemeleri ikameti yoksa Türkiye’ye geldiklerinde ikamet ettikleri yer mahkemeleri  bu da yoksa Ankara, İstanbul, İzmir mahkemeleri yetkilidir.

Tanıma Tenfiz Davası  Görevli Mahkeme Neresidir

Görevli mahkeme; aile hukukundan kaynaklanan davalarda Aile Mahkemesi diğer hallerde Asliye Hukuk mahkemesidir

Boşanma Tanıma Tenfiz Davası için Gerekli Belgeler Nelerdir ?

  1. Yabancı Mahkemenin vermiş olduğu boşanma kararının aslı ve onaylı örneği 
  2. Yabancı mahkemede verilen boşanma kararının kesinleşmiş olduğunu belirten şerh ya da apostil şerhi
  3. Yurtdışı mahkemelerinde verilen boşanma kararının Türkçe’ye yeminli tercüman tarafından çevrilmesi, ve bu tercümenin noter ya da konsolosluklar aracılığı ile onaylatılması
  4. Yırtdışında boşanan kişilerin pasaport ve nüfus cüzdanı fotokopileri
  5. Boşanma tanıma tenfiz davası için avukat tutulması durumunda avukat vekaletnamesi
 

Tanıma ve Tenfiz Davaları Hangi Yargılama Usulüne Tabidir

Özel hukuk yargılamasında genel kural yazılı yargılama usulüdür. Eğer başka bir yargılama türü uygulanacaksa ya HMK’da ya da başka bir kanunda özel hüküm bulunması gerekir.

MÖHUK’un 55. Maddesi “Tenfiz istemine ilişkin dilekçe, duruşma günü ile birlikte karşı tarafa tebliğ edilir. İhtilâfsız kaza kararlarının tanınması ve tenfizi de aynı hükme tâbidir. Hasımsız ihtilâfsız kaza kararlarında tebliğ hükmü uygulanmaz. İstem, basit yargılama usulü hükümlerine göre incelenerek karara bağlanır.”
Basit yargılama usulünde dava dilekçe ile açılır. Dava dilekçesine yazılı deliler eklenir. Dilekçe iki nüsha olarak mahkemeye verilir. Buna göre tenfiz talebinde bulunan kişi kanunda gösterilen hususları içeren dilekçe ve ekindeki diğer belgeleri görevli mahkemesine verdikten sonra, mahkeme tarafından, bir duruşma günü tayin edilir. Tenfiz istemine ilişkin dilekçe, duruşma günü ile birlikte, karşı tarafa tebliğ edilir. Davalı tenfiz şartlarının bulunmadığına veya yabancı mahkeme ilamının kısmen veya tamamen yerine getirilmesine engel bir sebep ortaya çıktığına ilişkin itirazları esasa cevap süresi olan 2 haftalık süre içinde yapmalıdır. Süre geçtikten sonra ileri sürülecek beyanlar savunmayı genişletme yasağı olarak değerlendirilip dikkate alınmayacaktır.

Mahkemenin tenfiz kararı vermesi için aşağıdaki şartların gerçekleşmesi gerekir

Ulaşım ve iletişim imkânlarının gelişmesi, bir devlet tebaasının başka bir devletin ülkesinde yaşamasının olağan bir durum olması karşısında devletler diğer devletlerin vermiş olduğu mahkeme kararlarının kendi ülkelerinde uygulanabilmesini kabul etmişler ve bunu da bir takım şartlara bağlamışlardır.

  1. Tenfizi kararın kesinleşmiş olması gerekmektedir.
  2. Tenfizi istenen kararın mutlaka mahkeme veya hakem tarafından verilmesi ve mahkeme hükmü niteliği taşıması gerekir. Belediye, Eyalet valiliği vb. idari birimlerin verdiği kararın tenfizine karar verilemez.
  3. Türkiye Cumhuriyeti ile ilamın verildiği Devlet arasında karşılıklılık(mütekabiliyet) esasına dayanan anlaşma yahut devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilamların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiili uygulamanın bulunması,
  4. İlamın Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması,
  5.  Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması,
  6. O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyapta hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk Mahkemesine itiraz etmemiş olması,
  7. Türklerin kişi hallerine ilişkin yabancı ilamda Türk kanunlar ihtilafı kuralları gereğince yetkili kılınan hukukun uygulanmamış ve Türk vatandaşı olan davalının tenfize bu yönden itiraz etmemiş olması.

 Tanıma Tenfiz Davalarında tebligat süreci nasıl işliyor

Boşanma ile ilgili tanıma davalarında en büyük problem davalıya tebligat aşamasının tamamlanmasıdır. Bu da davalının hangi ülke vatandaşı olduğuna ve nerede ikamet ettiğine göre değişmektedir. Olası ihtimaller şöyledir;
a-) Davalı Türk vatandaşı ve Türkiye’de yaşıyor ise, bilinen adresine tebligat gönderilir. Tebliğ edilememesi durumunda Mernis sisteminde kayıtlı adresine TK 21. Maddesi uyarınca tebligat yapılır. Eğer Mernis sisteminde kayıtlı bir adresi yoksa tebligat ilanen yapılır.
b-) Davalı Türk vatandaşı ve Yurtdışında yaşıyor ise, bilinen adresine tebligat yapılması için doğrudan doğruya yaşadığı ülkedeki konsolosluğa bir talimat yazısı yazılır. Yazıyı alan konsolosluk davalıyı bir iadeli taahhütlü mektupla konsolosluğa davet eder. Eğer iadeli taahhütlü mektup davalıya ulaşırsa, davalının 30 gün içerisinde konsolosluğa gelerek tebligatı alması zorunludur. Aksi halde 30. günün sonunda konsolosluk bir tutanak tutarak tebligatın yapılmış sayıldığına karar verir ve cevabını Türk mahkemesine gönderir. Eğer iadeli taahhütlü mektup davalıya ulaşmaz ise, bu durumda davalının başka bilinen adresi de yok ise o ülkede Türkçe yayınlan bir gazetede ilan yoluyla tebligat tamamlanır. Davalının Türk vatandaşlığının yanı sıra başka bir ülkenin vatandaşı (çifte vatandaşlık) olmasının, yahut uygulamada mavi kartlı diye bilinen durumda olmasının bu konuda bir önemi yoktur.
c-) Davalı Yabancı Ülke vatandaşı ve Yurtdışında yaşıyor ise, dava dilekçesi ve mahkeme evrakları mahkemece tercüme ettirilip Adalet bakanlığı kanalıyla tebliğe gönderilir. Bu durumda yabancı devlet otoriteleri de bu sürece katılmakta olup uluslararası anlaşmalar ile sağlanan bir tebligat sistemi söz konusudur. Bu yolla tebligat sağlanamaz ise ilanen tebligat prosedürleri işletilerek tebligat tamamlanır.

Bu konuda daha detaylı bilgiye ve hangi ülkelerin bu anlaşmaya taraf olduklarına Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün sitesinden ulaşabilirsiniz.

Tenfiz davası ne kadar sürer ?

Uygulamada en sık karşılaşılan sorulardan birisi de budur. Buna verilecek en kısa cevap şudur; tebligat yapılacak kişinin durumuna göre değişir.
a-) Her iki tarafın da Türkiye’de avukat tutması halinde  tebliğ işlemleri çok daha hızlı sonuçlanacağı için mahkemelerin iş yüküne göre 1 hafta ile 3 ay arasında değişen bir süre içinde bu tür davalar sonuçlanabilmektedir.
b-) Davalının yurtdışında yaşayan Türk vatandaşı olması ve Türkiye’de avukat tutmaması halinde tebligat TK 25/A gereği yapılacağından 3-6 Ay arasında değişen bir sürede bu tür davalar sonuçlanabilmektedir.
c-) Davalının yurtdışında yaşayan bir yabancı olması durumunda tebligat süreci daha uzun olacağından 6-12 ay arasında bir sürede davalar bitmektedir.
Yukarıda gösterilen sürelerden yalnızca her iki yanın Türkiye’de avukat tutmuş olduğu hal kesine yakın bir süre olup diğerleri bir çok değişkene bağlı olduğundan tahmini sürelerdir.

Yurtdışında Boşananlar Türkiye’de Dava açması Gerekir mi ?

Yurtdışında boşanma durumunda bu boşanma işlemini gerçekleştiren bireylerin ülkemizde boşanma tanıma tenfiz davası açmaları gerekir. Boşanma tanıma tenfiz davası açılmaması durumunda yabancı mahkemenin vermiş olduğu boşanmanın ülkemizde hükmü yoktur. Bu da ilerki dönemde yeniden evlenememe, miras paylaşımında eski eşin pay alması, velayet, mal paylaşımı, boşanma tazminatı, nafaka alacağı gibi bir çok konuda sorun yaşanmasına neden olmaktadır.
Bu yüzden Yurt dışında boşanan Türk vatandaşlarının Bu mahkeme kararlarının ülkemizde geçerli olması için açması gereken dava tanıma ve tenfiz davasıdır.

Yurt dışında Boşandım Ne Yapmam Gerekir

Eğer Yurt dışında boşanmışsanız yapılması gereken  Türkiye’de tanıma ve tenfiz davası açmak olacaktır.Tanıma ve tenfiz konusunda uzmanlaşmış bir avukattan destek alabilirsiniz

Boşanmanın Türkiye’de Tanınması

Yurt dışında açılan boşanma davaları sonucunda evliliğini sonlandıran Türk vatandaşları açısından bu boşanma işlemi Türkiye’de direk olarak geçerli olmamaktadır. Yani diğer bir değişle yabancı mahkemelerin vermiş olduğu boşanma kararı sadece davanın açıldığı ülkede geçerlidir. O yüzden yurt dışında boşanmış kişiler Türkiye’de hala yasal olarak evli görünürler. Bu durum ileride, miras davalarına, mal paylaşımına, yeniden evlenme… gibi bir çok konuda sıkıntı yaşanmasına neden olmaktadır. Tanıma tenfiz davası açılarak bu sorun çözülebilir. Tanıma tenfiz davası, bireylerin yabancı ülkede verilen mahkeme kararlarını ülkemizde geçerli kılmak adına açmaları gereken dava türüdür.
Boşanmanın Türkiye’de tanınması, yurtdışı boşanmalarda verilen mahkeme kararının Türkiye’de geçerli olabilmesi adına açılması gereken dava türüdür. Boşanma tanıma davası nasıl açılır, boşanma tanıma davası için gerekli belgeler nelerdir ve bu dava nerede açılır gibi ayrıntılı bilgiler için Boşanma Tanıma Davası Nasıl Açılır adlı makalemizi okuyabilirsiniz.

Tenfiz davalarında vekalet ücreti nedir:

Bir başka en sık sorulan soru da tenfiz davalarında vekalet ücretinin ne olacağı hususudur. Bu da duruma göre değişmekte olup davanın aile hukukundan kaynaklanması halinde sabit bir ücretin, bir alacak davasından kaynaklanması halinde de alacağın belli bir yüzdesinin vekalet ücreti olarak talep edildiği uygulamada gözlenmektedir. Aile hukuku konularında İstanbul  Barosu tarafından yayınlanan ücret tarifesi gereğince KDV  6.800,00 TL  olarak belirlenmiştir. .Avukatlar sözleşme serbestisi gereğince bu miktarın daha aşağısı ya da daha yukarısını kararlaştırabilirler.
Tarafların Avukat tutmamanın daha ucuz bir yöntem olacağı düşünülse de davanın 2 3 yıl sürebileceği ve bireylerin sürekli duruşmalara katılıp davayı takip etmesi durumlarından dolayı maliyet  avukat tutmaktan daha fazla olacağı açıktır.

Tenfiz davalarında ihtiyati haciz kararı verilebilir mi:

Davacının açtığı tenfiz davasında öncelikle davalının Türkiye’de bir malvarlığının bulunduğunu, bu davadan haberdar olması halinde mal varlığını kaçırabileceğini, dolayısıyla yargılama sonuna değin davalının mal varlığına ihtiyati tedbir konulmasını talep etme imkanı da mevcuttur. Mahkemece, talep edilen alacağın %10-15’i oranında bir teminat karşılığında davacının tedbir talebi kabul edilip yabancı mahkeme kararıyla borçlu olan davalının Türkiye’deki mallarına ihtiyati tedbir kararı konulmasına da yasalarımız imkan tanımaktadır.
Bahsedilen örnek olayda yapılan yargılama sonunda tenfiz davası kabul edilmiş, Alman mahkemesi tarafından verilmiş bulunan alacağın tahsiline ilişkin karar tıpkı Türk mahkemesi kararı gibi ilamlı icraya konu edilmiş, daha önce üzerine ihtiyati tedbir konulan borçluya ait gayrimenkul satışa çıkartılmıştır.
Görüleceği üzere genel algının tersine Türkiye’de tanıma ve tenfiz davaları sadece boşanma kararları için değil fakat Alacak davaları için de oldukça etkin bir şekilde uygulanmaktadır.
Boşanma davalarıyla ilgili tanıma davaları ise yukarıda anlatılan örnek olaydan daha kolay ve basit bir şekilde yürümektedir. Boşanmaya ilişkin kesinleşmiş karar apostil şerhi ve konsolosluk onaylı tercümesiyle beraber mahkemeye sunulmakta, tebligatın akabinde çoğu kez duruşma bile yapılmaksızın dosya üzerinden karar verilmektedir.

Tanıma tenfiz davaları sadece boşanma için mi açılır?

Tenfiz davaları ülkemizde genellikle  aile hukukundan kaynaklanan Özellikle boşanma davalarında uygulama alanı bulmakta ise de bunun dışında kalan alanlarda da tenfiz davalarının görülmesi mümkündür. Bununla ilgili olarak Yargıtay’da temyiz incelemesine konu olan bir somut olayın incelenmesinde, iki Türk vatandaşı arasında yapılan yargılama sonucunda Alman mahkemesi tarafından verilmiş bulunan bir alacağın tahsiline ilişkin kararının türkiyede tenfizinin uygun olduğuna karar vermiştir.
Örneğin elinde bir alacağın tahsiline ilişkin kesinleşmiş bir yabancı mahkeme kararı olan alacaklının, bu mahkeme kararına dayanarak Türkiye’de bir tenfiz davası açma imkanı vardır.

 

Sonuç olarak, yabancı mahkeme kararlarının Türkiye’de tenfizi sadece boşanma davalarına has değildir. Bir alacağın tahsiline yönelik kararlar da Türk hukuk sistemi tarafından oldukça etkin bir şekilde korunmaktadır.

Yurt Dışına Tebliğat Nasıl Yapılır

Yurtdışına yapılan tebligatlarda da sorunlar yaşandığı gözlemlenmektedir. Uygulamada yurtdışına tebligat iki yöntemle yapılmaktadır.

Birinci Tebliğat Yönetimi 

Birincisi, Adalet Bakanlığı’nın Yabancı Memleketlere Gönderilecek Tebliğ Evrakı ve Masrafı ile Kendilerine Tebligat Yapılamayacak Şahıslara ilişkin 17.03.1980 tarihli tebliği ve bu tebliğde değişiklik yapan tebliğlere göre tebligat işleminin gerçekleştirilmesidir. Bu tebliğlerde  gerek ikili anlaşmalar gerekse çok taraflı sözleşmelerle ilgili devlete tebligatın nasıl yapılması gerektiği belirtilmiştir.Tebliğ evrakının gönderileceği devletlerle memleketimiz arasında adlî yardım konusunda iki taraflı ve çok taraflı sözleşme varsa çok taraflı sözleşme hükümleri, ancak iki taraflı sözleşmede çok taraflı sözleşmeden ayrı ve özel bir hüküm varsa o hususta ikili sözleşme, tereddüt halinde yine ikili sözleşme uygulanacaktır. Uygulamada 184 örnek form kullanılması suretiyle tebliğ işlemi gerçekleştirilmektedir. Duruşma gününü ihtiva eden tebliğ evrakının, tebliği çıkaran merci tarafından muayyen günden en az üç ay evvel gönderilmesi gerekmektedir.Ancak adalet Bakanlığı duruşma gününün en az beş ay evvel postaya verilecek şekilde tespit edilmesini tavsiye etmektedir. Tebliğe ilişkin masrafların pul olarak gönderilmemesi, ilgili yabancı devlette tebliğ işlemi için ne kadar masraf gerekiyorsa ,maliyeye yatırılacak harç makbuzunun tebliğ evrakına eklenerek gönderilmesi gerekmektedir. Gönderilen tebliğ evrakının ikinci sureti, yabancı ülkenin tebligata ilişkin mevzuatına göre ,muhataba tebliğin yapıldığına , yapılamadıysa sebebine ilişkin şerh ile tebliğ çıkaran makama iade edilmektedir.
İkinci Tebliğat Yöntemi
Tebligat Kanunu 25/a maddesine göre siyasi temsilcilik aracılığıyla tebliğ işleminin gerçekleştirilmesidir. Bu maddeye göre; Yabancı ülkede kendisine tebliğ yapılacak kimse Türk vatandaşı olduğu takdirde tebliğ o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu aracılığıyla da yapılabilir.
Bu hâlde bildirimi Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu veya bunların görevlendireceği bir memur yapar.
Tebliğin konusu ile hangi merci tarafından çıkarıldığı bilgilerinin yer aldığı ve otuz gün içinde başvurulmadığı takdirde tebliğin yapılmış sayılacağı ihtarını içeren bildirim, muhataba o ülkenin mevzuatının izin verdiği yöntemle gönderilir.
Bildirimin o ülkenin mevzuatına göre muhataba tebliğ edildiği belgelendirildiğinde, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna başvurulmadığı takdirde tebligat otuzuncu günün bitiminde yapılmış sayılır. Muhatap Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna başvurduğu takdirde tebliğ evrakını almaktan kaçınırsa bu hususta düzenlenecek tutanak tarihinde tebliğ yapılmış sayılır. Evrak bekletilmeksizin merciine iade edilir.
Bu maddeye göre tebligat yapabilmek için muhatabın mutlaka Türk vatandaşı olması gerekmektedir.

Tanıma tenfizle ilgili olarak yargıtayın geliştirdiği içtihatlardan bazıları

  • Yabancı Mahkeme Kararının Yetkili Yabancı Ülke Makamlarınca Tercümelerinin de Yetkili Türk Makamlarınca Onanmış Olması Şartı
  • Hollanda Rotterdam Mahkemesi Tarafların Boşanmasına Ve Velayetin Birlikte Kullanılmasına Karar Vermesi – Türk Kanunlarına Aykırı Olması/Talebin Velayet Hariç Boşanma Açısından Kabul Edileceği
  • KISMİ TENFİZ ( Hollanda Rotterdam Mahkemesi Tarafların Boşanmasına Ve Velayetin Birlikte Kullanılmasına Karar Vermesi – Türk Kanunlarına Aykırı Olması/Tenfiz Talebinin Velayet Hariç Boşanma Açısından Kabul Edileceği )
  • Boşanma – Karar Verilirken Savunma Hakkının İhlal Edilmiş Olmasının Türk Kamu Düzenine Açık Aykırılık Oluşturduğu/Mümkün Olmadığı
  • Tenfizi istenen, tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme ilamının tasdikli tam suretinin dosyaya ibrazı temin edilmeden verilen karar, eksik incelemeye dayandığından, doğru değildir.
  • Velayet ve Nafaka Konusundaki/İcrai Nitelikte Olduğu – Kararının Tanınması Değil Tenfizi İstenebileceği
  • Yabancı Mahkemenin Türk Hukukunu Uygulamaması veya Yanlış Uygulaması Başlı Başına Kamu Düzenine Açık Aykırılık Oluşturmadığından Engel Teşkil Etmediği
  • Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanıma ve Tenfizine İlişkin Davalarda İlk Oturuma Kadar Yetki İtirazı Yapılabileceği
  • Karar Verilebilmesi İçin İlamın Taraflarının veya En Azından Birinin Türk Vatandaşı Olmasına Gerek Bulunmadığı
  • Yabancı Mahkeme İlamının İlamı Veren Yargı Organı Tarafından Onanmış Örneğinin ve Onanmış Tercümesinin Sunulmasının Yeterli Olduğu
  • Yabancı Mahkeme İlamının Kesinleştiğini Gösteren Onanmış Yazı İle Onanmış Tercümesinin Eklenmesi Zorunluluğu
  • Yabancı Mahkemenin Türk Hukukunu Uygulamaması veya Yanlış Uygulaması Başlı Başına Kamu Düzenine Açıkça Aykırılık Oluşturmadığı ve Tanımaya da Engel Olmadığı
  • Manevi Tazminat Davası Hakkının Kullanılabilmesi Yabancı İlamın Tanınmış Olması Halinde Mümkün Olacağından Zamanaşımı Süresi de Tanıma Kararının Kesinleşmesiyle Başladığı
  • Yabancı Mahkemelerden Hukuk Davalarına İlişkin Olarak Verilmiş ve O Devlet Kanunlarına Göre Kesinleşmiş Bulunan Kararların Türkiye’de İcra Olunabilmesi Yetkili Türk Mahkemesi Tarafından Tenfiz Kararı Verilmesine Bağlı Olduğu

Boşanma Tanıma Tenfiz Davası Konusu Olan Ülkeler

Almanya, Hollanda, İngiltere, Amerika, Avusturya, Kanada, İsviçre, Belçika, Fransa, Norveç, Avustralya, Azerbaycan,Türkmenistan,Rusya,Ukrayna,İsveç,Slovakya,Macaristan,İtalya,İspanya,Mısır,Japonya,Çin,Gürcistan,Bulgaristan,Yunanistan,Makedonya

Yazar 

Av. İbrahim DURAN

Tanıma ve Tenfiz  hakkında BURAYA TIKLAYARAK bizimle irtibata geçebilirsiniz

No comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

S.S.SHemen Ara!WhatsApp