loading

 Uyuşturucu Madde Ticareti Suçu,Cezası, Şartları

 

Öncelikle  uyuşturucu imal ve ticareti suçu ile ilgili genel bilgiler vermek gerekirse bu suç tck da  188 ve devamı maddelerinde tanımlanmış vücuda zarar veren her türlü eroin morfin hap olarak adlandırılan uyuşturucu madde kapsamına giren maddelerin  üretilmesi ,ithalatı, satışı ,nakli, vs eylemlerinden bir veya bir kaçının işlenmesi halinde meydana gelen suçtur.Bu suç kapsamında işlenen eylemin ağırlığına göre ceza miktarı 10 yıldan başlamaktadır. Suçun nitelikli olarak okul vs gibi yerlere yakınlığı , müşterek halde 3’ten fazla kişiyle işlenmesi ,üretilmesi durumunda cezalar daha da ağırlaştırılabiliyor.
Kullanım suçuyla ticareti suçunun cezasının arasında ciddi farklılar bulunması nedeniyle hangi durumlarda kullanım hangi durumlarda uyuşturucu ticareti olacağı somut olayın şekline göre değişmektedir.
Mahkemeler ve yargıtayın içtihatları ışığında değerlendirecek olursak,Suçun işlenişi suça dahil olan kişiler ve durumları,uyuşturucu maddenin miktarı, hassas terazinin olup olmaması bu iki suçun ayırımı bakımından çok önemlidir.
Suç işlenme aşamasında zaten teknik takip varsa iletişim tespiti ve  mobil dinleme neticesinde tape kayıtlarında dayanması veya ciddi oranda uyuşturucu madde bulunması ya da hassas terazi gibi üretimine ya da satımına dair başkaca emarelerin bulunması durumunda bu suçun bulundurma ya da imal ticareti olarak nitelendirilmesi husunda belirleyici olacaktır.
Mahkemelerce bu suçun oluşup oluşmadığının tespiti noktasını şüpheli ya da sanık hakkında gerekli tahkikatın detaylı ve hassas bir şekilde yapılması gerçekte suçlunun ve suçun miktarını belirlemede    kilit öneme sahiptir.
HTS kayıtları, suçlunun yaşı, kamera kayıtlarının incelenmesi,tape kayıtlarının incelenmesi ,keşif, polis tutanaklarının incelenmesi cezasının  ya da beraatın verilmesinde hayati öneme sahiptir.O sebeple Suçun soruşturma ve kovuşturma aşamalarında davanın avukat vasıtasıyla  sürdürülmesi hayati öneme sahiptir.
Uyuşturucu imal ve ticareti suçunun cezasının verilmesinde yargıtay içtihatları ışında  suçun cezasının verilmesinde  bazı dikkat edilmesi gereken durumlara değinecek olursak ,TCK 43. madde kapsamında zincirleme suç uygulanmasında hataya düşülmesi   iki paket eroinin iki kişiye satılacağından bahisle zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasından hataya düşülmesi ,
aynı şekilde yardım eden olduğu ve 39. madde hükümlerinin uygulanarak indirilerek ceza verilmesi gerekirken  indirimsiz ceza verilmesi, söz konusu olayda iştirak iradesiyle işlendiğine dair yeterli delil bulunmadığından temel cezanın iştiraktan arttırılmasının hatalı olacağını belirtmiştir.
Sonuç olarak suçun cezasının verilmesinde iştiraktan yardım edene teşebbüşten yaşa suçun nitelendirmesine kadar bir çok hususun önemli olduğunu unutmamak gerekir.
Uyuşturucu Madde ve İmal Suçu
Uyuşturucu madde ticareti suçu, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin imali, ithali, ihracı, ülke içinde satılması, satışa arz edilmesi, başkalarına verilmesi (temin etme), sevk edilmesi, nakledilmesi, depolanması veya ticaret amacıyla satın alınması, kabul edilmesi ile işlenen seçimlik hareketli bir suçtur (TCK md.188).
Uyuşturucu madde ticaretinin konusu eroin, kokain, morfin veya bazmorfin gibi uyuşturucu maddeler ise suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hali işlenmiş olur. Diğer tüm uyuşturucu maddeler (esrar, bonzai vs.) suçun konusunu teşkil ettiklerinde aynı nitelikte cezai yaptırıma bağlanmıştır.

Uyuşturucu Madde Ticareti Suçunun Cezası

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu, TCK md.188’de seçimlik hareketli bir suç olarak düzenlenmiştir. Buna göre, uyuşturucu madde ticareti (alma, satma, temin etme, nakletme vs.) suçunun cezası aşağıdaki gibidir:
(1) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis ve ikibin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı fiilinin diğer ülke açısından ithal olarak nitelendirilmesi dolayısıyla bu ülkede yapılan yargılama sonucunda hükmolunan cezanın infaz edilen kısmı, Türkiye’de uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı dolayısıyla yapılacak yargılama sonucunda hükmolunan cezadan mahsup edilir.
(3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Ancak, uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması hâlinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası on beş yıldan az olamaz.
(4) a) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin eroin, kokain, morfin, sentetik kannabinoid ve türevleri veya bazmorfin olması, b) Üçüncü fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi, hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Yukarıdaki fıkralarda gösterilen suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
(6) Üretimi resmi makamların iznine veya satışı yetkili tabip tarafından düzenlenen reçeteye bağlı olan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran her türlü madde açısından da yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanır. Ancak, verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.
(7) Uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurmamakla birlikte, uyuşturucu veya uyarıcı madde üretiminde kullanılan ve ithal veya imali resmi makamların iznine bağlı olan maddeyi ülkeye ithal eden, imal eden, satan, satın alan, sevk eden, nakleden, depolayan veya ihraç eden kişi, sekiz yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(8) Bu maddede tanımlanan suçların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır

Uyuşturucu Madde Ticareti ve Etkin Pişmanlık

Suçun işlendiği resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce etkin pişmanlık halinde (TCK md.192/1-2);
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişi, resmî makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
Suçun işlendiği resmi makamlar tarafından haber alındıktan sonra etkin pişmanlık halinde (TCK md.192/3);
Bu suçlar haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı indirilir.
5237 sayılı TCK’nın 192/3. maddesine göre, suçun işlendiği resmi makamlar tarafından haber alındıktan sonra etkin pişmanlık halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için şu şartların birlikte gerçekleşmesi gereklidir:
-Fail 5237 sayılı TCK’nın 188 (uyuşturucu imali, ihracı,ithali, satışı veya başkasına verme -temin etme- vb.) veya TCK 191. maddesinde düzenlenen (kullanma, kabul etme, bulundurma vb.) suçlardan birini işlemiş olmalıdır.
-Ceza yargılamasına yapılan katkı, yani hizmet ve yardım bizzat fail tarafından yapılmalıdır.
-Suç veya suç ortaklarının ortaya çıkmasını temin eden hizmet ve yardım soruşturmaya da kovuşturma makamlarına yapılmalıdır.
-Ceza yargılamasına katkı sunan hizmet ve yardım, suçun resmi makamlar tarafından haber alınmasından sonra, ancak mahkemece hüküm verilmeden önce gerçekleşmelidir. 5271 sayılı CMK’nın 158. maddesinde gösterilen, bir suç hakkında soruşturma yapmakla yetkili olan adli ve idari merciler, Adalet ve İçişleri Bakanlıkları, savcılıklar, emniyet ve jandarma teşkilatı, suçları savcılıklara iletmekle yükümlü olan vali ve kaymakamlıklar, elçilikler ve konsolosluklar resmi makamlar kapsamında değerlendirilmelidir.
-Fail kendi suçunun ya da bir başkasının suçunun ortaya çıkmasına önemli ölçüde katkı sağlamalı, bilgi aktarımı ile suçun meydana çıkmasına ya da diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım etmelidir.
-Failin verdiği bilgiler doğru, yapılan hizmet ve yardım sonuca etkili ve yararlı olmalıdır.

Örnek Etkin Pişmanlık Uygulamaları

Hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan soruşturma açılan tanık N’ın soyut beyanı dışında delil bulunmadığı aşamada, beyanları ile diğer sanık T’ın adını ve suçla ilgisini açıklayarak, bu kişinin suçunun ortaya çıkmasına ve yakalanmasına hizmet ve yardım eden sanık hakkında TCK’nın 192. maddesinin 3. fıkrasında öngörülen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 9. Ceza Dairesi – Karar: 2016/1309).
Kullanma sınırları içerisinde bulunan 0,013 gramdan ibaret suça konu eroini satmak amacıyla bulundurduklarını belirterek ikrarlarıyla uyuşturucu madde satma suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardımda bulunan sanıklar hakkında 5237 Sayılı TCK’nın 192. maddesinin 3. fıkras 3. fıkrasında öngörülen etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı olup bozma nedenidir (Yargıtay 10.Ceza Dairesi – Karar: 2016/903)

Uyuşturucu Madde Satma Suçu ve Hukuka Aykırı Arama ile Delil Elde Edilmesi

Kolluk kuvvetleri tarafından şüphelenilerek durdurulan sanığın kendi rızası ile net 3.7 gram esrarı teslim etmesi sonrasında adli arama kararı alınmadan yapılan üst aramalarında 9 adet naylon poşette net 56 gram, cüzdanda ise plaka halinde net 2 gram esrar maddesi bulunduğu, CMK’nın 116, 117, 119. maddelerine uygun şekilde “adli arama kararı” ve “yazılı adli arama emri” alınmadan rıza ile teslim edilen madde dışında, hukuka aykırı arama sonucu ele geçirilen uyuşturucu maddelerin, “suçun maddi konusu” ve “suçun delili” olamayacağı, herhangi bir karar bulunmaksızın ortam dinlemesi yöntemiyle elde edilen telefon görüşmelerinin hükme esas alınamayacağı ve soruşturma aşamasında dinlenen kendisinde uyuşturucu madde ele geçmeyen…‘nın 5271 Sayılı CMK’nın 148/4. maddesi hükmüne göre müdafii hazır bulunmaksızın kollukça alınan ve daha sonradan döndüğü ifadesinin uyuşturucu madde temin etme suçunun subutuna yeterli olmadığı anlaşılmakla sanığın rızası ile teslim ettiği net 3.7 gram ağırlığındaki 1 paket esrarı, satma veya başkasına verme gibi kullanma dışında bir amaç için bulundurduğuna dair başkaca delil elde edilemediği anlaşılmakla, bu haliyle sanığın eyleminin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 20. Ceza Dairesi – Karar: 2016/1471)
Sanıklardan esrar satın alan ve hakkında uyuşturucu madde bulundurma suçundan soruşturması ayrılan diğer sanık M.. Ö..’ün yere attığı esrar ile sanıkların yakalandığı yerde ağaca asılı olan poşet içerisinde 11 paket halinde ele geçirilen esrarlar nedeniyle sanıkların uyuşturucu madde satma suçlarının sabit olduğu; yakalama öncesinde ihbar üzerine yapılan takip ve izlemede sanıklardan uyuşturucu madde aldıkları değerlendirilen suç şüphesi altında bulunan, soruşturmaları ayrılan diğer sanıklar R.. Ö.. ve R. A..dan ele geçirilen uyuşturucu maddelerin ise CMK’nın 116,, 117, 119. maddelerine uygun şekilde “adli arama kararı veya yazılı adli arama emri” alınmadan aranmaları sonucu hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş olacağından, Anayasa’nın 38. maddesinin 6. fıkras 6. fıkrası ile CMK’nın 206. maddesinin 2. fıkras 2. fıkrasının (a) bendi, 217. maddesinin 2. fıkras 2. fıkrası 230. maddesinin 1. fıkras 1. fıkrasının (b) bendi ve 289. maddesinin 1. fıkras 1. fıkrasının (i) bendi uyarınca hükme esas alınamayacağı gözetilmeden, sanıklar hakkında TCK’nın 43. maddesinin uygulanarak cezalarının artırılması hukuka aykırıdır (Yargıtay 20. Ceza Dairesi – Karar: 2015/4752).
Önleme Araması ile Sanığın Üstünde Uyuşturucu Bulunması
Somut olayda, sanığın uyuşturucu madde ticareti yaptığı yönünde ihbar üzerine sanıkla irtibata geçilerek uyuşturucu madde istenildiği ve buluşmanın sağlandığı, sanığın üzerinde uyuşturucu madde bulunmadığı ancak arama yapması halinde uyuşturucu maddenin getirileceğini söylediği, sanık tarafından yapılan arama sonrasında sanık tarafından uyuşturucu maddenin getirilerek sanığa teslim edilmesi sonrasında sanığın yakalanarak önleme araması kararı gereğince üzerinde yapılan aramada net 5 gr esrar bulunması karşısında; sanığı ve niteliği belli olan bir suçun işlendiği konusunda şüphe oluşmuştur. CMK’nın 116, 117, 119. maddelerine uygun şekilde “adlî arama kararı” alınmadan, sanığın üzerinde arama yapılması hukuka aykırıdır. Bu aramalar sonucu bulunan uyuşturucu madde ise hem “suçun maddî konusu” hem de “suçun delili” olup hukuka aykırı yöntemle elde edildiğinden hükme esas alınamaz. Açıklanan nedenlere göre; sanığın üzerinde arama yapılması konusunda, “adli arama emri/kararı” olup olmadığının araştırılması, varsa aslı veya onaylı bir örneğinin getirtilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 20. Ceza Dairesi – Karar: 2016/3453)

Yargıtay Kararları

Yardım Etme

Somut olayda sanıklar K. ve H.’nın, TCK’nın 188. maddesinin3. fıkrasında seçimlik olarak sayılan hareketlerden herhangi birini gerçekleştirdiklerine; bu bağlamda suç konusu uyuşturucu maddenin temini, yüklenmesi, paketlenmesi, taşınması gibi bir fiile katıldıklarına ya da uyuşturucu maddeye ortak olduklarına ilişkin hiçbir delil bulunmamaktadır. Sabit olan fiilleri, diğer sanıklar Y. ve M.’in suç konusu uyuşturucu maddeyi nakletmesi sırasında, başka birer araçla önden giderek, ücret karşılığında yol kontrolü yapmaktan ibarettir. Böylece, uyuşturucu madde nakletme suçunun işlenmesine yardım eden sanıkların cezasından TCK’nın 39. maddesi uyarınca indirim yapılmamış olması yasaya aykırıdır (Yargıtay 10. Ceza Dairesi – Karar: 2014/5369).
Sanığın Üstünde Yapılan Aramada Uyuşturucu (Eroin) Bulunması
Sanıkların yapılan üst aramalarında, sanığın montunun sol cebinde daralı 7 gram gelen 15 paket halinde eroin; diğer sanığın eşofmanın cebinde daralı 85 gram gelen 2 adet paket eroin ve daralı 80 gram gelen bir paket esrar maddesinin ele geçirildiği olayda; 5271 Sayılı CMK’nın 2/e,, 161 ve 2559 Sayılı PVSK’nın Ek 6. maddeleri uyarınca bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenen kolluğun derhal Cumhuriyet savcısına olayı haber verip emri doğrultusunda soruşturma işlemlerine başlaması gerekmekte olup, usulüne uygun adli arama emri veya kararı almadan delil elde etmek amacıyla yapılan arama işleminde usulüne uygun verilmiş bir arama kararı bulunmadığının tespiti halinde arama açıkça hukuka aykırı olup, bu arama sonucunda elde edilen delillerin hükme esas alınması da mümkün değildir. Bu nedenle; a- ) Öncelikle, kolluk tarafından oluşturulan Cumhuriyet savcısıyla yapılan görüşme ve alınan talimatlara, yakalanan şahısların üstlerinin ve eşyalarının 116-119. maddeleri gereğince aranmaları için Cumhuriyet savcısının imzasının bulunduğu bir tutanağın olup olmadığının tespiti ile varsa dosya içerisine konulması, b- ) Böyle bir tutanak yoksa, şüphelilerin üstlerinin aranmasına dair başka bir arama kararı ya da yazılı emir olup olmadığının araştırılıp varsa temini ile dosyaya eklenmesi, c- ) Üst aramalarına dair bir arama kararı ya da yazılı emir bulunmaması halinde, yapılan arama ve bunun sonucu elde edilen delillerin hukuka aykırı olup Anayasanın 38/6, 206/2-a, 217/2, 230/1-b maddelerine aykırılık oluşturup hükme esas alınamayacağı kabul edilmelidir (Yargıtay 20. Ceza Dairesi – Karar: 2016/3435).
Kullanmak İçin Uyuşturucu Madde Bulundurma ve Uyuşturucu Satışı
Suç tarihinde sanığın annesi olan diğer sanık Hülya ile birlikte yaşadıkları evde 82 adet uyuşturucu nitelikli hap ele geçirildiği, sanığın ele geçen hapları kullanmak için bulundurduğuna dair savunmasının aksine başkasına temin ya da vereceğine dair her türlü şüpheden uzak yeterli delil bulunmadığı, dosya kapsamına göre; sanığın eyleminin TCK’nın 191. maddesinde düzenlenen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi kanuna aykıdır (Yargıtay 10.Ceza Dairesi – Karar: 2016/231).
Aracında yapılan arama sonucu ele geçen kenevir bitkisi dışında, sanığın uyuşturucu madde ticareti yaptığı yolunda başka bir kanıtın elde edilememesi, uygulamada kabul edilen günlük kullanım miktarı dikkate alındığında, ekspertiz raporunda belirtilen üçyüzkırk gramlık uyuşturucu madde miktarının yıllık kişisel kullanım sınırları içerisinde bulunması, sanığın söz konusu uyuşturucu maddeyi satmak için değil kullanmak amacıyla bulundurduğu yönündeki aksi kanıtlanamayan savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçunu işlediği kuşku boyutunda kalmaktadır (Yargıtay CGK – Karar: 2012/253
Uyuşturucu Madde Ticareti Yapma (Satma) ve Zincirleme Suç
Sanık tarafından kendisine uyuşturucu madde satıldığı iddia olunan A’nın üzerinde ve sanığın ikametinde yapılan aramalarda suça konu uyuşturucu maddelerin ele geçirilmesinden ibaret olaylarda, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında aynı suçu birden fazla işlediğinin kabul edilemeyeceği, sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu oluşturan başkaca bir eyleminin de bulunmadığı gözetilmeden sanık hakkında TCK’nın 43. maddesi uygulanması suretiyle fazla ceza tayini hukuka aykırıdır (Yargıtay 10.Ceza Dairesi – Karar: 2016/885).
Sanığın, 12.01.2013 tarihinde beresinin içerisinde ele geçirilen 11 paketçik halindeki 0,6 gram eroini satmak için bulundurduğu sabit ise de; 13.02.2013 tarihinde evinde ele geçirilen 0,36 gram esrarı, savunmasının aksine, satma veya başkasına verme (başkasına sağlama, temin etme) gibi kullanma dışında bir amaç için bulundurduğuna ilişkin, kuşkuyu aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında zincirleme suçla ilgili TCK’nın 43. maddesinin uygulanması hukuka aykırıdır (Yargıtay 10. Ceza Dairesi – Karar: 2016/947).

a) Uyuşturucu maddeyi nakletme yerine ithalden ceza verilmesi;

Sanığın eylemi uyuşturucu maddeyi ithal veya ihraç etme olarak değerlendirildiğinde 20 yıldan 30 yıla kadar hapis cezasını gerektirirken, eylemin nakletme olarak nitelendirilmesi halinde 10 yıl hapis cezası gerektirmektedir. Dolayısıyla suç vasfında yanılgı verilecek ceza miktarı açısından anormal fark doğurmaktadır.
Sanığın yakalanan uyuşturucu maddeleri Türkiye’de bırakacağına veya başkasına vereceğine dair yeterli delil bulunmadığı, transit geçiş niteliğindeki eyleminin ithal değil, uyuşturucu madde nakletme suçunu oluşturduğu, TCK’nın 188/3. maddesi yerine, 188/1. maddesi uyarınca ithal suçundan hüküm kurularak fazla ceza verilmesi hatalıdır.(Yargıtay 20. Ceza Dairesi 27.10.2016)

b) Suç delillerini gizleme yerine uyuşturucu madde ticaretinden ceza verilmesi

Hatalı şekilde uyuşturucu madde ticaretinden mahkum edilen sanığın eylemi suç delillerini gizleme olarak nitelendirildiğinde 6 aydan 5 yıla kadar hapis gerektirmekte olup sanık bu madde uyarınca mahkum edilse dahi ceza verilirken alt sınırdan ciddi oranda uzaklaşılmadığı sürece muhtemelen hapis dahi yatmayacaktır. Dolayısıyla suç vasfında yanılgı, verilecek ceza miktarı açısından anormal fark doğurmaktadır.
Sanığın eski eşi olan diğer sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçuna iştirak ettiğine ilişkin yeterli delil bulunmadığı, arama yapmak için görevliler geldiği sırada, esrarların ele geçmesini önlemek amacıyla 4 paket esrarı pencereden dışarıya atmak şeklinde gerçekleşen eyleminin TCK’nın 281. Maddesinde tanımlanan “suç delillerini gizleme” suçunu oluşturduğugözetilmeden, hakkında uyuşturucu madde ticareti suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması hatalıdır. (T.C. Yargıtay 10. Ceza Dairesi 19.02.2016)

2) Sanığın yardım eden yerine fail olarak cezalandırılması;

TCK.’nın 39 maddesine göre suçun işlenmesine yardım eden kişiye, işlenen suçun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde, 15 yıldan 20 yıla; müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde, 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde cezanın yarısı indirilir. Ancak, bu durumda verilecek ceza sekiz yılı geçemez. Yani süreli hapis cezası (örneğin 20 yıl hapis) verilmesi gereken bir eylemde yardım eden kişiye en fazla 8 yıl hapis cezası verilebilecektir. Dolayısıyla yardım eden kişinin hatalı şekilde fail olarak nitelendirilmesi haksız yere oldukça fazla ceza yatmasına sebep olacaktır.
Uyuşturucu madde kullanıcısını diğer sanığı götürüp buluşturarak uyuşturucu madde temin etmesini sağladığı dosya kapsamına uygun biçimde kabul edilen sanığın eyleminin yardım etme niteliğinde olduğu dikkate alınarak cezasından TCK’nın 39.maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle fazla ceza tayini hatalıdır. (T.C. Yargıtay 9. Ceza Dairesi 05.10.2016)

3) Suçun 3 veya daha fazla kişi ile işlendiğinden bahisle fazla ceza verilmesi:

TCK’nın 188/5 maddesine göre uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarının, 3 veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
Sanığın diğer sanıklar Murat, Muhammed ve Hasan’la iştirak iradesi ile hareket ettiğine dair yeterli delil bulunmadığı dolayısıyla uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun üç veya daha fazla kişi ile birlikte işlenmesi durumunun söz konusu olmadığı anlaşıldığından, sanık hakkında hükmolunan temel cezanın TCK’nın 188/5. maddesi uyarınca arttırılmayacağının gözetilmemesi hatalıdır.

4) Hatalı şekilde TCK. 43. zincirleme suç hükümlerinin uygulanması:

“…Sanığın başkasına vermek üzere üzerinde bulundurduğu 2 paket eroini birden çok kişiye vereceğine dair her türlü şüpheden uzak kesin delil bulunmadığı gözetilmeden sanık hakkında TCK’nın 43. maddesinde öngörülen “zincirleme suç” hükümlerinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi… hükmün BOZULMASINA…’’(T.C. Yargıtay 10. Ceza Dairesi 06.02.2017)

5) Hatalı şekilde teşdiden ( alt sınırdan uzaklaşılarak ) ceza verilmesi;

“…. Sanıklar hakkında TCK’nın 188/3. maddesi gereğince dosya kapsamına uymayan ve yasada belirtilmeyen gerekçelerle alt sınırdan uzaklaşılarak hapis cezasına hükmedilmesi …hükmün BOZULMASINA…” (T.C. Yargıtay 20. Ceza Dairesi 08.12.2016)

6) Uyuşturucu madde niteliğinin yanlış değerlendirilmesi;

“…..Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nün raporuna göre; suç konusu uyuşturucu maddelerin esrar ve MDMA etken maddesini içeren tabletler olduğu, MDMA etken maddesinin TCK’nın 188. maddesinin 4. fıkrasında sayılan uyuşturucu ve uyarıcı maddeler arasında yer almadığı gözetilmeden, sanığın cezasının TCK’nın 188/4. maddesi uyarınca arttırılması yasaya aykırı …hükmün BOZULMASINA…” (T.C. Yargıtay 20. Ceza Dairesi 21.12.2016)
Uyuşturucu madde suçlarından hatalı şekilde fazla ceza verilmesine dair sebepler ve örnekler bunlarla sınırlı değildir, hatta bu makalede yer alan bilgiler uyuşturucu suçlarına bakan ceza avukatlarının bu konuda bilmesi gerekenlerin %10’u dahi değildir.
Eğer uyuşturucu madde suçlarından sanık olarak yargılanıyorsanız, cezalandırıldıysanız hatta cezanız kesinleştiyse bile uyuşturucu madde suçlarına ilişkin güncel hukuki mevzuata ve teknik donanıma (Yargıtay ve İstinaf uygulamalarına, binlerce karara) hakim bir ceza avukatından destek almanız tavsiye olunur. Çünkü suç işlemiş olsanız ve beraat etmeniz teknik olarak hiçbir şekilde mümkün olmasa dahi hak ettiğinizden fazla ceza almış olabilirsiniz ve bu durum yakınlarınıza bir an önce kavuşmanızı engelliyor olabilir.

Uyuşturucu İmal ve Ticareti Suçunda Dosyada önemli durulması gereken hususlar

Bazı durumlarda suçun ve suçlunun ortaya çıkmasından mahkemelerin re’sen ortaya çıkarma görevi de olsa bu işlemin kolluk ve kurumlar aracıyla yapılmasından dolayı gözden kaçabileceğin aşağıdaki hususların suçsuzluğun ya da suçluluğun ortaya çıkmasında önemli olduğu için üzerinde durulması ve detaylı olarak araştırılması gereken noktalardandır.

1- Parmak izi karşılaştırması yapılması;

“Sanık yakalandığında alınan parmak izleri (alınmadı ise alınarak) ile ele geçirilen materyaller üzerindeki parmak izlerinin karşılaştırılması yapılarak bu izlerin sanığa ait olup olmadığı tespit edildikten sonra, tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun saptanması gerektiği…”(T.C. Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2016/2495 E. 2017/112 K. 09.01.2017)

2-HTS kayıtlarının getirtilmesi;

“Sanıkların üst arama tutanağında İMEİ numarası yazılı olan cep telefonlarının suç tarihi ve öncesinde hangi hatlar ile kullanıldığı ve bu hatların kimler adına kayıtlı olduğu; ayrıca sanıkların üst arama tutanağında seri numarası belirtilen sim kartların kimin adına kayıtlı olduğu araştırılarak, tespit edilecek hatların suç tarihi ve öncesine dair baz istasyonu bilgisini de içeren HTS kayıtlarının getirtilmesi gerektiği…” (T.C. Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2014/5520 E. 2016/1700 K. 31.05.2016)

3-Keşif yapılması;

Olay yerinde keşif yapılarak suça konu uyuşturucu maddelerin ele geçirildiği yerin ve başkaları tarafından buraya konmasının mümkün olup olmadığının belirlenmesi, bilirkişi aracılığı ile olay yeri ile suç konusu maddelerin bulunduğu bölümün ayrıntılı olarak krokisinin çizilmesi; sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukukî durumunun saptanması gerektiği…(T.C. Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2015/4980 E. 2016/1729 K. 02.06.2016)

4-Kamera kayıtlarının incelenmesi;

“Dosya içerisinde mevcut görüntü CD’sinin çözümü yapılarak görüntülerde sanığın var olup olmadığı varsa sanığın elinde, içinde esrar bulunan çantanın bulunup bulunmadığının tespiti, yine varsa olay tarihine ait güvenlik kamera kayıtlarının ayrıntılı olarak incelenip sanığın uyuşturucu maddelerin bulunduğu çanta ile otogara ya da bilet aldığı seyahat acentesinin işyerine giriş yapıp yapmadığının araştırılması gerektiği..” (T.C. Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2016/1506 E. 2016/5413 K. 07.11.2016)

5-Zabıt mümzilerinin (tutanak düzenleyici polis veya jandarmanın) dinlenmesi;

“…üst giysisinin sağ cebinden çıkarmış olduğu uyuşturucu maddeyi vererek karşılığında görevlilerden para aldığı belirtilen ve “X2” olarak adlandırılan şahsın sanık … olduğu şeklindeki tespit ile tutanağı kabul etmeyen sanığın savunması karşısında“X2” olarak belirtilen şahsın sanık olup olmadığı ve uyuşturucu maddenin sanığa aidiyeti konusunda tutanak mümzilerinin tanık olarak dinlenmeleri gerekir.…’’(T.C. Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2016/1916 E. 2016/8629 K. 13.12.2016), “…Sanık hakkında fiziki takip tutanağı düzenleyen kişiler dinlenmeden karar verilmesi…” (T.C. Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2016/3030 E. 2017/234 K. 26.01.2017)

6-Uyuşturucu maddenin sanığa aidiyetinin gerekirse moleküler genetik inceleme yaptırılarak araştırılması;

“…Olay tutanağında imzaları bulunan tutanak düzenleyicileri tanık olarak dinlenilerek; valizde uyuşturucu madde bulunduğunun nasıl belirlendiği, valizin sahibinin sadece muavinin beyanına dayalı olarak tespit edilip edilmediği, bagaj fişinin çanta üzerinden mi yoksa sanıktan mı ele geçirildiği, çanta içerisinde uyuşturucu madde dışında giysi ve kişisel kullanıma yönelik başka bir materyal bulunup bulunmadığı hususlarının sorulması, uyuşturucu dışında bulunan eşya ya da materyaller varsa bunların sanığa ait olup olmadığının belirlenmesi ve gerektiğinde sanıktan alınacak kan, doku ya da benzeri örneklerle mukayeseli olarak moleküler genetik inceleme yaptırılması gerektiği..”

7-Sanığın ceza sorumluluğunun var olup olmadığına yönelik rapor alınması;

Sanığın suç tarihinde işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalmış olup olmadığı konusunda Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinden ya da Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesinden rapor alınmaması.(T.C. Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2016/2184 E. 2017/38 K. 18.01.2017)
Uyuşturucu madde ticareti suçunda sanıklar lehine burada yer veremediğim örneğin; teşhise, olay tutanaklarına, uzmanlık raporlarına, telefon dinlemeye, arama kararına, usule yönelik işlemlerde sanığın savunma hakkının kısıtlanmasına v.s. dair onlarca farklı bozma sebebi daha vardır.
Önemli olan ne kadar delil toplandığı değil dosyanıza uygun olan ve lehinize sonuç verebilecek delillerin toplanmasını istemektir. Avukatınızın aleyhe düşünce oluşturacak bir delilin dosyaya girmesini sağlaması şüphesiz menfaatinize olmayacaktır.
Uyuşturucu madde ticareti suçundan yargılanan yahut ceza almış bir sanık (ya da yakını) iseniz uyuşturucu suçlarında istinaf ve Yargıtay uygulamasına, beraat ve bozma gerekçelerine tümüyle hakim bir ceza avukatı edinmeniz, dosyanızdaki tüm özellikler değerlendirildikten sonra durumunuza uygun düşecek şekilde savunma yapılmasını, ceza almanız halinde de mahkemenin neden mahkumiyet verdiği “doğru tespit edilerek” istinaf veya temyiz başvurusunun size özel hazırlanmasını sağlamanız faydanıza olacaktır.

Kayseri’de Uyuşturcu İmal ve İmal Ticareti Suçu

Kayseri batıyla doğu ve güney aksının ortasında bir geçiş güzergahinda bulunan bir şehir olmasından dolayı bir çok operasyon önemleme araması ve sair operasyonlarla bir çok baskın ve suçisti şeklinde ya da teknik takiple uyuşturucu imal ve ticareti suçu ortaya çıkmaktadır. Kayseri büyük bir kent olmasının yanı sıra uyuşturcu kullanma yaşının da düşmesinden dolayı bir çok uyuşturucu imal ve ticareti suçu eylemine konu olmaktadır. Bu bakımdan uyuşturucu suçu sayısında  türkiyede bir çok ilden daha ileridir.

2 Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

S.S.SHemen Ara!WhatsApp